Tümünü genişlet - Tümünü daralt


Resital - Deutschlandsberg Klavierarena Festivali

Gülsin Onay Piyano Gecesi

Türk piyanist Gülsin Onay, 13 Temmuz Cuma akşamı Deutschlandsberg, ...devam

Türk piyanist Gülsin Onay, 13 Temmuz Cuma akşamı Deutschlandsberg, "Piyano Arena"sında 3. kez konser verdi. Bu zarif hanımın daha sahneye çıkar çıkmaz hoş bir atmosfer yaratma yeteneği var. Beethoven'in Waldstein Sonatı ile konserine başlayan Onay, ikinci olarak 1991 yılında vefat eden A. Adnan Saygun'un ritmik eserlerinden örnekler verdi.

Antrakt'dan sonra en iyi yorumladığı bestecinin, Chopin'in eserlerine geçti. Geçtiğimiz aylarda aynı mekanda başka konserler de verildi. Stil, tempo seçimi, nüans açısından bu yorumcular tartışılabilir. Ama Gülsin Onay'da durum bambaşkaydı. Aralarında çok sayıda Alman tatilcinin de bulunduğu seyirciler, onun müziğini duyunca: "İşte, saf ve gerçek müzik budur!" diye düşündüler. "Piyano böyle çalınır. Virtüözlük havalarına girmeden, gereksiz gösterilerden ve eksantrik olma isteğinden uzak...".Türk piyanist, canlılığını ve ritim içgüdüsünü, "Türk Bela Bartok" u da denilen Adnan Saygun'un Eskizler'inde sergiledi. Büyük bir Chopin yorumcusu olduğunu Gülsin Onay burada bir sene önce de kanıtlamıştı. 2007 yılında Polonya Devlet nişanını alması sebepsiz değil. Chopin sonatının şiirsel andante spianato'sundan, ateşli polonez ritmlerine ve muhteşem final presto'suna kadar sanatçıyı dinleyen herkesin kulakları bayram etti. Dinleyiciler sanatçıya alkışlarıyla teşekkür ettiler. Konser duygusal bir biçimde son buldu: Sanatçı bis olarak bir kaç gün önce genç yaşında trajik bir biçimde hayatını kaybeden arkadaşı Meric Soylu'ya bir Chopin Noktürn ithaf etti.

Michael Wechtitsch, Weststeirischen Rundschau, Temmuz 2012, AVUSTURYA

Resital - Strazburg

Saygun'un neoklasik dili ve empresyonist stili içerisinde sahip ...devam

Saygun'un neoklasik dili ve empresyonist stili içerisinde sahip olduğu düşünce zenginliği, Gülsin Onay'ın çok geniş ifade yelpazesi sayesinde tüm derinliğiyle ortaya çıkabiliyor. Bunun öncesinde seslendirdiği Schumann'ın ABEGG Çeşitlemeleri zarafet ve denge yüklüydü. Piyanist Schubert'in do minör 21 numaralı Sonat'ını daha kişisel bir yorumla sunarken enerji dolu olmakla birlikte tevekkülünden hiçbir şey kaybetmeyen tamperamanını sergiledi; çaldığı iki biste ise Chopin yeni bir canlılık kazandı.

Marc Munch, Dernières Nouvelles d’Alsace, 09.02.2012, FRANSA

Resital - Ennigerloh

Haydn, Liszt ve Schubert'in Virtuoziteleri Birleşti Uluslararası Meisterkonzerte...devam

Haydn, Liszt ve Schubert'in Virtuoziteleri Birleşti Uluslararası Meisterkonzerte Serisi dikkat çekici konserler yönünden hiç de fakir değildir. Fakat geçen pazar akşamı yeni bir yıldızın parladığına şahit olduk. Türk piyanist Gülsin Onay, Ostenfelde'deki Vornholz Sarayı'nın Şövalye Salonu'nda gerçekleşen 342. konserde birbirinden çok farklı üç yaratıcı ruhu - Haydn, Liszt ve Schubert'i İtalya'ya duydukları bağlılık üzerinden birleştiren bir program sundu. Gülsin Onay en başta seslendirdiği Joseph Haydn'ın (1732-1809) fa minör Çeşitlemeleri'nde bu eserin pek çok piyanist tarafından neden Haydn'ın en ifadeli eserlerinden biri kabul edildiğini de göstermiş oldu. Majör ile minörün sürekli dönüşümüyle hüzün ile neşenin zıtlığını veren bu beste 1793 yılı için alışılmadık derecede karanlık; bu haliyle piyanistlerin görkemli bir virtuozite sergilemelerine elverişli değilse de romantizmin karanlık yanlarını da duyarlı bir şekilde hissettirebilmenin yüksek sanatına imkan tanıyor.

Virtuozite ve teknik ihtişam ise Franz Schubert'in (1797-1828) D958 numaralı do minör Sonat'ında ön planda. Gülsin Onay akıcı pasajları, güçlü tuşesi ve ritmik salınan vücut diliyle bu abidevi eserin tüm kapasitesini yakalayarak dinleyicileri hayranlık ve coşku karışımı duygulara boğdu. [...] Dinleyiciler Gülsin Onay'dan Franz Liszt'in (1811-1886) "La Leggierezza" Konser Etüdü'nü ve ardından dramatik Dante Sonatı'nı dinleme zevkine eriştiler. Bu ana kadar hâlâ şapkaları başında kalabilmiş olanlar da buradaki şelaleler gibi çağlayan teknik ustalığa büyük hayranlıkla şapka çıkardılar. Aralarında Op.9 2 numaralı Noktürn'ün de olduğu Chopin'den üç bis ile bu mutluluk veren akşam sona erdi.

Rudolf Geiser, Die Glocke, 08.11.2011, ALMANYA

Schleswig-Holstein Müzik Festivali

Gülsin Onay / NDR Radyo Filarmoni Orkestrası - Rengim Gökmen

Türkiye'de piyanonun "Grande Dame"i Sergei Rachmaninov'un 3. ...devam

Türkiye'de piyanonun "Grande Dame"i Sergei Rachmaninov'un 3. Piyano Konçertosu'nu modalara itibar etmeden, öylesine sevgi ve asalet dolu, empresyonist ve şairane çalıyor ki insan, sıklıkla "Fil Konçertosu" olarak tanımlanan bu eserin özünde narin bir "peri konçertosu" keşfediyor.

Peter Krause, Die Welt, 27.08.2011, ALMANYA

Resital - Pic Piyano Festivali

Gülsin Onay: Muhteşem bir yorumcu

"İki elinden ziyade on parmağıyla çalıyor." Liszt'in çalışını ...devam

"İki elinden ziyade on parmağıyla çalıyor." Liszt'in çalışını tarif eden bu meşhur övgü, Gülsin Onay'ın yıllardır beş kıtada yeteneklerini sergilerkenki tarzına da aynen uyuyor. Yaşam sevincinin olduğu kadar ruhun derinliğinin ve gizeminin de vücut bulmuş hali o. [...] Geçen Çarşamba Beaudean'da Gülsin Onay, piyanoya senfonik boyut, güç ve çağdaşlık kazandırdı. Son derece kişisel tekniği, en derin hüzünlerden coşkuların en ateşlisine duygu yelpazesinin tamamını ortaya serdi. Düşüncelerin tüm sınırlamalardan kurtulabileceği gerçekten de doğru ve o akşam, müzik bir kadının gücüne ve zarafetine sahipti.

Florence Coste, La Dépêche du Midi, Temmuz 2011, FRANSA

Resital - Deutschlandsberg Piyano Baharı Festivali

Klasik - ama çok farklı

Gülsin Onay'ın Deutschlandsberg'deki ilk konserinden beri farkındayız ki...devam

Gülsin Onay'ın Deutschlandsberg'deki ilk konserinden beri farkındayız ki o, çok iyi bildiğimizi sandığımız eserleri dahi bize tamamen yeni bir konseptle dinletiyor. Bu kez Schubert ve Liszt'in arasında modern bir sonat sunarak yeniliğin çekiciliğini daha da arttırdı. İlk olarak, bir müzikalite ölçütü sayılabilecek Haydn'ın fa minör Çeşitlemeler'ini seslendirdi. Bu eserde parlak bir virtuozite ile başarılı olmak mümkün değil; her bir çeşitlemenin eserin tümü ile bağlantısını kurmak gerek. Ve bu Gülsin Onay'ın yorumundaki gibi başarıyla yapılırsa Beethoven'ın yaklaşan ayak sesleri de duyulabiliyor. Do minör Sonatı'nda, Schubert'in piyano eserlerinin Beethoven'ın klasik temeline dayandığını bir kez daha görüyoruz. Bu yorumda ağdalı bir romantizmden ziyade köklü bir geleneğin coşkusu vardı. Aynı tarz bir coşkunun çağdaş bestecilerde de olabildiğini 1991 yılında vefat eden Ahmet Adnan Saygun’un üç bölümlük sevimli ve coşkulu Sonatin'inde de gördük. Konserin finalinde Liszt vardı: İlk olarak "La Leggierezza" konser etüdü ve ardından parlaklık ve derinlikle dramatik yönünü ortaya çıkararak yorumladığı Dante Sonatı. Bis olarak bir Chopin Noktürn'den sonra Liszt'in kendisi kadar besteleniş nedeni de ilginç bir eseri yer aldı: Opera bestecisi Donizetti İstanbul'dayken Padişah için bir eser yazmış ve Liszt bunu piyanoya uyarlamıştı - parlak ve esprili, mükemmel formda, çalması müthiş zor bir eser ama Onay piyanoda zorluk tanımıyor.

CH, Temmuz 2011, ALMANYA

Resital - Bethelem, Pennsylvania

Bethelem’de Türk piyanistin güçlü müzikalite gösterisi

Onay, konserini Haydn’ın fa minör Andante ve Varyasyonlar'ı ile ...devam

Onay, konserini Haydn’ın fa minör Andante ve Varyasyonlar'ı ile açtı. Yaklaşımında bir düşsellik sezdirirken aynı zamanda parçanın süsleme ögelerini çalışındaki hoş zarafet ve berraklıkla rehavete meydan bırakmadı. Bu farklı iki yönün birleşimi ise esere büyüleyici bir enerji kazandırdı.

Sanatçı, Schubert'in muazzam bir güç gerektiren do minör D.958 Sonat'ı ile devam etti. Bu, bestecinin müzikal hayal gücü ve vizyonuyla hayranlık uyandıran geç dönem sonatlarından biridir. Onay, eserin kapasitesinin bütününü yakaladı.

Konserin ikinci yarısı Saygun'un 1937 tarihli Op.15 Sonatin'i ile açıldı. Onay, kendisine öğretmenlik ve akıl hocalığı yapmış bu bestecinin özel bir yorumcusu olarak tanınmakta. Saygun'un empresyonistleri dinlediği çok açık: Debussy ve bazı ögeleriyle Ravel. 1937'de yapılmış bir eser zaten dönem olarak bu bestecilere yakın, dolayısıyla etkileşim de güncel sayılabilir. Saygun kendi müzikal hayal gücünü şekillendirmek için o lisanı kullanmış ve kromatik yazıyı kuvvetli bir ritim duygusuyla birleştirmiş. Bu üç bölümlü, kısa sayılabilecek sonatin kesinlikle tekrar dinlemeye değer bir eser.

Onay, Liszt'in zıt karakterdeki iki eseriyle konseri sonlandırdı: bestecinin lirik 2 numaralı Konser Etüdü "La Leggierezza" ve acımasız Dante Sonatı. İki eser de teknik açıdan uçlara gidebilmeyi gerektirir ve Onay bu konuda hiç zorlanmadı. Temelinde piyanoyu döven bir eser olan Dante fantezisi içinden müzikal değer çıkarabilmesinden şahsen özellikle etkilendim.

Philip A. Metzger, The Morning Call, 12.03 2011, ABD.

Rachmaninov 3. Piyano Konçertosu

Gülsin Onay ve Odessa Filarmoni

Türk piyanist Gülsin Onay'ın solistliğinde, Rachmaninov'un 3. Piyano Konçertosu'nun...devam

Türk piyanist Gülsin Onay'ın solistliğinde, Rachmaninov'un 3. Piyano Konçertosu'nun büyüleyici müzikallikte bir icrasını dinledik. Onay, bu mihenk taşını yorumlayışında muazzam sanatsal seviyesi ile yeteneğini göz alıcı ve mükemmel bir şekilde kanıtladı. Anlamlı ifadeler ve duyarlı bir zarafetle şekillendirdiği Chopin'den iki biste ise, bu abidevi eserde olduğundan bile fazla sanatsal yaratıcılığının mertebesi sergileniyordu.

Gunter Duvenbeck, Koln-Bonner Musikkalender, 14.2.2011

Rachmaninov 3. Piyano Konçertosu

Gülsin Onay / Odessa Filarmoni Orkestrası – Hobart Earle

Fil Lakaplı Konçertonun Zarafeti

Gülsin Onay Köln Filarmonide

Bu konçerto (Rachmaninov, 3. Piyano Konçertosu, re minör Op.30) ...devam

Bu konçerto (Rachmaninov, 3. Piyano Konçertosu, re minör Op.30) "fil" lakabını, kuvvet ve sebatın yanı sıra kusursuz bir hafıza gerektirmesinden dolayı alır. Gülsin Onay bu vasıfların hepsini sadece şaşırtıcı bir düzeyde sergilemekle kalmadı, ifadesinin duyarlı akıcılığı ve nadide bir tuşe ile de işledi. Neticenin sansasyonel olduğunu söylemek ise mübalağa olmaz. Türk piyanist bu devasa Rus eserine, çok da yakışan Chopinvari bir zarafet ekledi - Rachmaninov zaten hayatı boyunca bu Polonyalı besteciye hayranlık duymuştu. Chopin’den iki bis bu etkinliği enfes bir biçimde noktaladı: pek nadiren dinleyebildiğimiz Varyasyonlar Op.12 ve Noktürn Op.48 No.2.

Kölnische Rundschau, 16 Şubat 2011

Resital — Bayreuth Uluslararası Piyano Festivali

Gerçekten önemli olan... Gülsin Onay ve Steingraeber'deki Piyano Resitali

Lezzetli parlaklık

Beethoven toprağın altında, o öldü. Fakat müziği ölümsüz. Bir piyanist,...devam

Beethoven toprağın altında, o öldü. Fakat müziği ölümsüz. Bir piyanist, o son derece ifadeli Ayışığı Sonatı'nın (Op. 27/2) meşhur birinci bölümünü böylesine gizemli, ışıklar gölgelerle bezeli çalınca Beethoven yeniden canlanıyor.

Gülsin Onay öyle titiz bir müzisyen ki neredeyse imkansızı başararak ana çizgiden hiç sapmadan devam ederken aynı zamanda her detayı tek tek aydınlatabiliyor. Dinleyicileri de ilk ölçüden son ölçüye kadar aynı coşkuyla onun büyüsü altında sürükleniyorlar. Bu yorum, bir yandan yavaş bölümdeki hüznüyle emsal oluştururken diğer yandan presto agitato'daki çekiç gibi vuruşlar hakiki şok etkisi yaratıyor. Sanatçı eserin özgünlüğü içerisinde spontane yükselişler, sürprizler ve akışların tesirini iyi biliyor.

Bilen bir dinleyici kulağıma fısıldadı: "Bu, şimdiki Chopin için ordövr sayılır." Gerçekten de Op. 48/2 fa diyez minör Noktürn, Op. 9/2 mi bemol majör Noktürn ve 3. Balad daha mükemmel, daha derin, daha yoğun hislerle çalınamazdı. Mi bemol majör Noktürn, özür dilerim ama ağlatacak kadar güzeldi. Biletlerin neredeyse tümünün satıldığı salonda her zamanki hafif huzursuz dinleyici bu kez çıt çıkartmadan büyülenmiş dinliyordu.

Onay, özellikle Chopin'i her notasının hakkını vererek çalıyor ama kesinlikle aptalca bir abartıyla değil de her bir notanın gerçek önemini belirterek... Olağanüstü: la bemol majör Grand Polonez'in girişinde bir güçlü patlamanın enerjisi yükseliyordu. Bu bir zafer alayı değil aslında, son bir ayaklanma ve neredeyse Polonyalı süvarilerin güçlü nal sesleri duyuluyor salonda ara sıra.

Sanatçı farklı da çalabildiğini gösteriyor. Debussy'nin Images'larındaki üç tablo, piyanistin parmaklarında çok değerli, zarif ve modern mücevherlere dönüşüyor. Sonunda ise bu yoruma uygun bir alkış tufanı kopuyor. Polonez'den sonra bir şey çalmak aslında çok güçtür, o yüzden göz kırparak, heyecanla "Türk Marşı"na başlıyor. Arkasından hızlı onaltılıklarıyla bir Bach/Busoni parçası, Schumann'ın parlak Abegg Varyasyonları ve hem vatandaşı hem hocası Ahmed Adnan Saygun'un bir prelüdünü seslendiriyor.

Chopin'in Ludovic Varyasyonları'nda Gülsin Onay, gösteriş için yüzeysel olarak değil ama her notanın içindeki gücü ortaya çıkartarak elde ettiği müziğinin lezzetli parlaklığını bir kez daha sergiliyor.

Esas önemli olanı burada duyabiliyoruz ki bu pek de alışılmış bir durum değil: Cumhurbaşkanları geçicidir ama Beethoven, Debussy ve Chopin kalıcıdırlar. Sanatçının çekici gülümsemesinde de bu değişmez hakikatin payı vardı.

Von Frank Piontek, Nordbayerischer Kurier, 2.7.2010, ALMANYA

Resital — Miami Uluslararası Piyano Festivali

Etkileyici Chopin ve Ravel

Bartok'un Macar halk ezgileriyle disonant armonileri karıştırmasıyla,...devam

Bartok'un Macar halk ezgileriyle disonant armonileri karıştırmasıyla, parmak maharetini müthiş düzeyde sınayan Skeçler'inde (Op.9b), Onay'ın kaya gibi sağlam tekniği göze çarpıyordu. Onay eserin pastoral tefekkürlerinin arasında ortaya çıkan hızlı çapraz el geçişlerini, demet demet akorları ve şiddetli patlamaları fethederken kuvvetli, etkileyici bir gövde gösterisinde bulundu.

Piyanistin cesur ve özgür yorumu ile duyarlı sanatçı kimliği, Chopin'in müziğiyle mükemmel bir uyum sağlıyor. Onay, Andante Spianato'nun bel canto piyano çizgisini nefis bir tuşe hafifliğiyle, zarafetle süslerken Büyük Polonez'i de görkemli ve ısrarlı bir hızda çalarak Chopin'in melodik ve ritmik nabzına gerçek bir çekicilik getirdi.

3 numaralı Sonat, ilk bölümün ana temasının kuvvetle vurgulandığı bir ifadeyle açıldı ve Onay, fırtına gibi bir tempoda kayda değer gücünü sergiledi. Scherzo'yu, bir tutam mizahla da çeşnilendirdiği çevik yorumu tüy kadar hafifti. Alışılmadık ölçüde geniş soluklu bir Largo'yu melodik çizginin kırpılmış cümlelemesiyle dikkat çeken cüretkâr hızdaki Presto izledi. Bu, bilindik bir müziğe gelenek dışı ve zindelik veren bir yolculuktu.

Onay, coşkulu dinleyicilere dört bis sundu. Melodik çizgisini şefkatle kucakladığı harika bir Chopin Noktürn'ün ardından Mozart'ın Rondo Alla Turca'sını her zamanki şaşaalı abartıdan kaçınarak müziğin hareketli cazibesini geri getiren sade bir yorumla çaldı. Ravel'in Gaspard de la Nuit'sinden Ondine'in suda titreyen ilk akorlarından itibaren Onay'ın hassas tuşesi o empresyonist buğuyu yarattı. Bir Bach prelüdün modern düzenlemesi, erken müzik hareketinin ideolojisinden ışık yılları uzakta olmakla beraber geçerli ve sağlamdı. Büyüleyici bir sanatçıdan heyecan verici bir resital!

Lawrence Budmen, South Florida Classical Review, 9 Mart 2010, ABD

Mozart Piyano Konçertosu No.20

Gülsin Onay / İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası — Jose Serebrier

Son yılların en iyi Mozart yorumu Gülsin Onay'dan

Gülsin Onay Mozart'ın "Re Minör" 20. Piyano Konçertosu'nu inanılmaz ...devam

Gülsin Onay Mozart'ın "Re Minör" 20. Piyano Konçertosu'nu inanılmaz güzellikte yorumladı. Mozart'la özdeşleşti adeta. Son yıllarda dinlediğim en iyi Mozart yorumuydu diyebilirim. Piyano Konçertosu'nun bütün derinliklerini, gizlerini, Mozart'ın müzik felsefesini yansıtıyordu. Soluklu virtüözitesi dorukta bir Mozart yorumu… Piyano Konçertosu'nun bölümlerinin her birinin işitsel zenginliği, müziksel bir çözümlemeyle, Gülsin Onay'ın yüreğinden ve belleğinden yaratıcı bir yoruma dönüşüyordu. Mozart'ın müzik ezgileriyle buluşan iki sanatçının ortak özellikleri de yansıyordu salona. Solist ile bestecinin buluşmasında ezgilerdeki gizler ortaya çıkıyrsa, yorumun niteliği ve niceliği değişir. Mozart'ın Re Minör'ünde, Gülsin Onay'ın olağanüstü yorumu çıktı ortaya. Mozart, çağımızın utkusu olabiliyorsa, Gülsin Onay gibi sanatçılarla olabiliyor.

Hayati Asılyazıcı, Aydınlık Dergisi, 7.2.2010, TÜRKİYE

Grieg Piyano Konçertosu

Gülsin Onay / Makedonya Filarmoni Orkestrası — Uros Lajoviç

'Türk Üsküp'te bir dünya piyanisti

Sanatçımızın en güçlü yanlarından biridir piyanodan zengin renkler ...devam

Sanatçımızın en güçlü yanlarından biridir piyanodan zengin renkler elde edebilmesi. Romantik dönemin en önemli konçertolarından biri olan bu eserde de geniş tonal paletini cömertçe sergiledi o akşam Onay. İpeksi tuşesi ve eserin bütününde ama özellikle muhteşem ağır bölümde öne çıkardığı nüanslar tadına doyulmazdı. Orkestrayla uyumun her an aksayabileceği konçertolardan biri olan Grieg'in bu eserinde Onay'ın Sloven şef Uros Lajoviç'le gösterdiği uyum baştan sona kusursuzdu.

Serhan Bali, Andante Dergisi, Aralık 2009, TÜRKİYE

Resital — Buenos Aires

Gülsin Onay, una gran pianista

Büyük piyanist Gülsin Onay Buenos Aires'te, hem teknik hem yorum ...devam

Büyük piyanist Gülsin Onay Buenos Aires'te, hem teknik hem yorum açısından hayranlık uyandıran özelliklerle bezeli bir resital sundu… Gülsin Onay, zarif ve berrak sesler, ton zenginliğine imkan veren özel bir esneklik ve klavye üzerinde kusursuz duyarlık ile bütünleştirdiği olağanüstü bir ajilitiye sahip. Sanatçının bir üstünlüğü de, ustalıklı ve dengeli bir tempoda derinlik ve nüanslarda mükemmel hassasiyetteki tuşesini sergileyebildiği fevkalade kondisyonundan kaynaklanıyor. Ve tabii, Gülsin Onay tüm bu niteliklerini ifade gücünün hizmetine sunuyor.

Carlos Ernesto Ure, La Prensa, 10 Ekim 2009, ARJANTİN

CPO: Saygun Serisi – Piyano Konçertoları Albümü

Ahmed Adnan Saygun Piyano Konçertoları No.1 ve No.2

Gülsin Onay / Bilkent Senfoni Orkestrası / Howard Griffiths

Saygun'un müziğinin Batı Avrupa'da hâlâ yeterince tanınmaması ...devam

Saygun'un müziğinin Batı Avrupa'da hâlâ yeterince tanınmaması üzüntü verici, zira bestecinin eserlerinde sergilediği hayal gücü büyüleyicidir ve eserlerini oya gibi işler. Bu bakımdan, piyanist Gülsin Onay'ın Saygun'un iki piyano konçertosunu seslendirmiş olmasını ne kadar övsek azdır. Saygun'un tasavvuf müziğinin yanı sıra Anadolu halk kültüründe de demleyerek ortaya çıkardığı kendi mükemmel tarzı, her eserinde olduğu gibi piyano konçertolarında da duyulur.

Saygun'un 1951–75 yılları arasında bestelediği ilk konçertosunda hâlâ biraz Ravel ve Bartok'un etkisi altında olduğunu söylemek yanlış olmamakla beraber, daha ilk bölümden itibaren yarattığı dünya, muhteşem ses bolluğuyla dinleyicileri bir histen diğerine sürükler. Gülsin Onay bu konçertoyu güçlü, renkli ve tüm nüanslarını vererek sihirli bir şekilde icra ediyor. Onay, Saygun'un devamlı öğrencisi olduğundan bu konçertoları büyük ihtimalle diğer tüm piyanistlerden daha iyi anlamaktadır. Diğer yandan bu kayıtlar için Saygun'un son yıllarında Ankara'da ders verdiği Bilkent Üniversitesi Orkestrası'nın seçilmesi halkayı tamamlıyor. Howard Griffiths'in tecrübeli şefliği ise bu kayıtları daha da zenginleştiriyor.

Saygun'un 1985 yılında yazıp Gülsin Onay'a ithaf ettiği ve aynı yıl içinde ilk kez değerli piyanist tarafından seslendirilen 2. Piyano Konçertosu, Anadolu halk müziğini orkestranın senfonik tınısıyla diğer eserlerinde olduğundan çok daha kuvvetli biçimde birleştirmektedir. İkinci konçerto, birincisinden daha ağıtsal olmakla birlikte daha güçlüdür. Gülsin Onay ilkinde olduğu gibi bunda da ton kalitesi yönünden zengin, itinalı ve şeffaf bir icra ile büyülüyor.

Bu güne kadar Ahmed Adnan Saygun'un müziğiyle tanışmamış olanların başlangıç olarak özellikle bu CD'yi dinlemelerini tavsiye ederiz. Sadece buradaki müzik her piyano severe ilham vereceği için değil ama aynı zamanda neredeyse ilk elden bir referans olduğu için. Kesinlikle dinlenmesi gereken bir CD.

Carsten Dürer, Piano News, Şubat 2009, ALMANYA

CPO: Saygun Serisi – Piyano Konçertoları Albümü

Ahmed Adnan Saygun Piyano Konçertoları No.1 ve No.2

Gülsin Onay / Bilkent Senfoni Orkestrası / Howard Griffiths

Sanatsal Kalite: 10 – Ses Kalitesi: 10

Eğer hayalinizde Bartok'un dönüşümlü olarak noktürnal ve vurmalı ...devam

Eğer hayalinizde Bartok'un dönüşümlü olarak noktürnal ve vurmalı özellikler uyguladığı piyano yazısı ile Szymanowski veya Scriabin'in kromatik bolluğunu birleştirirseniz, bu iki harikulade konçertonun size sunacakları hakkında iyi bir fikriniz olur. Ulusalcı akımın son büyük temsilcilerinden olan Saygun, şüphesiz önemli bir bestecidir. Türk halk müziğinin etkileri, büyük Romantik konçertoların hayranlarının yadırgama hissetmeden Saygun'un uyandırdığı pek çok yeni, renkli ve özel tonun tadını çıkarabilmelerini sağlayacak ölçüde Batı geleneğine bağlı kişisel bir üslubun içine tamamıyla yedirilmiştir.

İlk konçerto 1950'lerde, bu kayıttaki muhteşem piyanist için bestelenmiş İkinci Konçerto ise 1980'lerde yazılmıştır. İkinci Konçerto'nun yazısının belki biraz daha incelikli olduğu söylenebilir ancak her ikisi de çarpıcı fikirlerle doludur ve piyaniste virtuozitesini gösterebileceği pek çok imkan verir. Buradaki icraların tamamen taze, coşku dolu olması ve müziğin özelliğini yansıtması, büyük ihtimalle yakın gelecekte bu eserlerin başka kayıtlarını almayacağımız için de iyi. Ben, Saygun'un özgün, ustalıklı müziğini yıllardır takip ediyorum ancak eğer siz henüz tanışmadıysanız, bu mükemmel hazırlanmış disk çok uygun bir başlangıç olacaktır.

David Hurwitz, Classicstoday.com, 3.12.2008

CPO: Saygun Serisi – Piyano Konçertoları Albümü

Ahmed Adnan Saygun Piyano Konçertoları No.1 ve No.2

Gülsin Onay / Bilkent Senfoni Orkestrası – Howard Griffiths

Türk piyanist Gülsin Onay ile 1951–1957 ve 1985 tarihli iki...devam

Türk piyanist Gülsin Onay ile 1951–1957 ve 1985 tarihli iki piyano konçertosunun nihayet yayınlanan bu kaydı, esere köle olmak yerine onunla yaratıcı işbirliği içinde sorumluluk taşıyan bir sadakat sergileyerek dinleyicilerin tüm beklentilerine cevap veriyor. Gülsin Onay'ın bestecinin yaşamına ve eserlerine duyduğu ilgiyi hissedebiliyorsunuz. Şef de Bilkent Üniversitesi'nin sağlam orkestrasını doğruluk ve nüanslara hassasiyetin en üst düzeyine çıkarmayı başarmış.

İlk iki bölümünde zengin bir akıcılığa ve kimi zaman şaşırtıcı çıkışlara ve dönüşlere sahip olan 1. Konçerto, kökeni Saygun'un anavatanına dayanmakla birlikte Avrupa sanat geleneğine de hiç yabancı değil. Üçüncü bölüm, rondo canlı anlarına rağmen kısa bir ömür sürüyor ve dört buçuk dakika sonra tam olgunlaşmadan biterken yavan bir tat bırakıyor. Tüm bunların - kelimenin iyi anlamıyla - sorumluluğunu Gülsin Onay da paylaşıyor, çünkü muhteşem bir enerji ve zarif nüanslarla her şeyi daha öncesinde öylesine rafine ediyor ki müziği gerçek sanatsal değerinin de üzerine çıkartıyor.

2. Konçerto ise daha tedirginlik verici, sert ama form açısından, hızlı ve yavaş pasajlar arasında pek çok geçişe rağmen daha dengeli olarak tanımlanabilir. Bu kayıtta gerek sadece solistik, gerekse orkestral açıdan veya ikisinin birleşimi olsun Türk ve Batı arasındaki alışveriş çabuk geçişlerle, gerektiğinde mütereddit ve hatta melankolik biçimde fevkalade ifade edilmiş.

Sanatsal Kalite: 10 – Ses kalitesi: 9 – Genel İzlenim: 10

Peter Cosse, Klassik Heute, 30.10.2008, ALMANYA

CPO: Saygun Serisi – Piyano Konçertoları Albümü

Ahmed Adnan Saygun Piyano Konçertoları No.1 ve No.2

Gülsin Onay / Bilkent Senfoni Orkestrası – Howard Griffiths

Bartok'un izinde

Bu CD, Saygun'un CPO etiketiyle çıkan eserlerini ...devam

Bu CD, Saygun'un CPO etiketiyle çıkan eserlerini tamamlıyor. Solist, ikinci konçertonun kendisine adandığı Gülsin Onay ve Bilkent Senfoni Orkestrasını Howard Griffiths yönetiyor.

Orkestranın kısa açılışının ardından Onay girer girmez sert, neredeyse vurmalı çalgıyı andıran bir tuşeyi tercih ettiğini gösteriyor. Bu tercihini, genellikle yoğun dokusu ve büyük volümü orta bölümle keskin bir tezat oluşturan birinci bölüm boyunca sürdürüyor. İkinci bölüm yumuşak notaların hakimiyetinde; tahta üflemeliler faal ve piyano melodik bir çalgıya dönüşüyor. Bu, tezatlıkları ustalıkla birleştirebilen Onay için hiç sorun değil... Bir bütün olarak konçerto hedeflediği ideale ulaşmıyor belki ama usta bir solist için kendini göstereceği iyi bir ortam sunuyor. Onay bu kayıtla çıtayı kuşkusuz çok yükseltmiş.

İkinci konçerto virtuozite gösterisi için daha az imkan tanıyor ama müzikal açıdan en az diğeri kadar değerli. Çello konçertosu gibi, bestelediği dönemde Saygun artık bir şey kanıtlamak zorunda olmadığı için üç bölümü de iyi dengelenmiş zengin bir eser yazmış. Onay'ın prömiyerini de yaptığı eseri yakından tanıyor olması olağanüstü bir icrayla sonuçlanıyor.

Michael Loos, Klassik.com, 14.10.2008, ALMANYA

CPO: Saygun Serisi – Piyano Konçertoları Albümü

Ahmed Adnan Saygun Piyano Konçertoları No.1 ve No.2

Gülsin Onay / Bilkent Senfoni Orkestrası – Howard Griffiths

Türk Bartok'u

... "Gerçek" Türk müziğini tanımlamak zordur: Halk müziği, Türk ...devam

... "Gerçek" Türk müziğini tanımlamak zordur: Halk müziği, Türk sanat müziği, batı etkisiyle bestelenen çağdaş eserler ve caz müziği iç içe girmiştir. "İslam" müziği kavramı da çok aydınlatıcı değildir. Burada çok renkli bir tablodan söz etmek daha doğru olur. 20. Yüzyılın en önemli Türk bestecisi Ahmed Adnan Saygun'un CPO firması tarafından çıkartılan albümleri müzikseverlere bu konuda açıklık getiriyor.

1951/57 ve 1985 yıllarında bestelediği piyano konçertoları Gülsin Onay'ın mükemmel piyanosu ve Howard Griffiths'in şefliğinde Ankara Bilkent Senfoni Orkestrası tarafından seslendirilmiştir (cpo 777 289/ www.jpc.de). Saygun'a Türk Bartok'u demek yerinde olur. 1907 doğumlu besteci halk müziğine de eğilmiş, 1928'den sonra Paris'teki eğitim yıllarından itibaren batı etkilerini de müziğine katmıştır. Bartok'un eserlerinde Balkan halk müziği ile Strauss'u harmanlaması gibi Saygun'un müziğinde de Anadolu folkloru ile Debussy ve Ravel etkileri bir arada yer alır. Hatta Bartok ve Saygun'un beraberce Anadolu'da gezilerini belgeleyen fotoğraflar mevcuttur. "Türk" etiketini kullanırken dikkatli olmak gerekir çünkü aynı şekilde Bartok için "Macar" veya Stravinski'ye "Rus" etiketini yapıştırmak da zordur. Saygun eserlerini öncelikle sadece bir topluluğun anlayabileceği şekilde mikronasyonal değil, Messiaen'in kuş seslerini bile ifade edebileceğine güvendiği tampere piyano için yazmıştır. Ama Saygun'un müziğinde yine de doğu melodileri ve çok çeşitli canlı ritimler ve hatta aynı motifin çok sesli eşzamanlılığı da dikkati çekmektedir. Özellikle başlangıçlar tek bir çizgi takip etmeksizin geniş bir alana dağılarak, dramatik ve yavaşlatma açılarından rapsodik bir özellik taşırlar. Bu özellik ise müziğe sonsuz bir canlılık ve betimleme olanağı vermektedir. Bartok veya Ravel'i hatırlatan bölümlerden ziyade İsveçli Pettersson'a benzeyen pasajlar daha heyecan vericidir. Albümdeki yorumcular da icralarında bu son derece ilginç besteciyi başarıyla savunmuşlardır.

Gerhard R. KOCH, Frankfurter Allgemeine Zeitung, 11.10. 2008, ALMANYA

Atina Epidaurus Festivali

Grieg Piyano Konçertosu la minör, Op.16

Gülsin Onay / Türk-Yunan Gençlik Orkestrası – Vladimir Ashkenazy

Yunanistan konserleri, dinleyicinin uluslararası piyanistimiz Gülsin Onay'ı...devam

Yunanistan konserleri, dinleyicinin uluslararası piyanistimiz Gülsin Onay'ı da keşfetmesine yol açtı. Onay, konser verdiği ülkeler listesine 58. sırada Yunanistan'ı eklerken, özellikle Atina Herodon odeonundaki konserde Grieg konçertodaki performansıyla, hem dinleyicinin, hem de 20'ye yakın ülkenin büyükelçilerinin hayranlığını kazandı. Patras'taki Roma döneminden kalma Ancient Odeum'da, eski ve akort tutmayan piyanoya karşın, hemen arka sıramda oturan İngiliz ailenin birbirlerine, "Bu piyanisti nasıl daha önce tanıyamadık, şahane" biçimindeki konuşmalarına kulak misafiri olduğumu söylemeliyim. Aynı üç İngiliz, Erkin'in Köçekçesi'ni de beğeni sözcükleriyle alkışladılar. Fransız Le Monde ve Liberation'da da Onay, "mükemmel" olarak nitelendirildi. Onay, yoğun alkış karşısında iki kez "bis" yaptı. Seçtiği parçalar da, böyle bir konser için çok anlamlıydı. Önce İngiliz besteci Elgar'ın "İzmir" adlı parçasını seslendirdi, ardından da Türk besteci olarak Saygun'dan prelüd...

Şefik Kahramankaptan, Cumhuriyet, 8.8.2008, TÜRKİYE

Atina Epidaurus Festivali

Konserin ilk yarısının sonunda mükemmel piyanist Gülsin Onay, ...devam

Konserin ilk yarısının sonunda mükemmel piyanist Gülsin Onay, Grieg'in Piyano Konçertosunda enerji dolu ve lirik yorumu, renklerinin fevkalade zarafetiyle bizi büyüledi.

Marie-Aude Roux, Le Monde, 2.8.2008, FRANSA

Atina Epidaurus Festivali

Orkestra Grieg'in Op.16 Piyano Konçertosunda mükemmel piyanist ...devam

Orkestra Grieg'in Op.16 Piyano Konçertosunda mükemmel piyanist Gülsin Onay'a eşlik etti. Uluslararası üne sahip Türk piyanist, bu şaheserin canlı ve ateşli karakterinin hakkını verdiği gibi renklerinin de şiirsel inceliğini ortaya çıkardı.

Eric Dahan, Libération, 1.8.2008, FRANSA

Atina Epidaurus Festivali

Turnenin Yunanistan ayağının solisti Türk piyanist Gülsin ...devam

Turnenin Yunanistan ayağının solisti Türk piyanist Gülsin Onay'dı. Bu harikulade ve incelikli icracıyı tanımak büyük bir zevkti. Atinalılar kesinlikle Onay'ın tekrar gelmesini bekleyecekler. Sanatçı, Grieg'i detaylara gösterdiği dikkatle de desteklenen büyük bir etkiyle çaldı.

Onay ilk kadansının açılışındaki güçlü akorları kontrol altına aldıktan sonra öylesine detaylı ve öylesine akıcı bir zarafetle Grieg'in gelişen figürasyonlarını ekledi ki insan diğer elin halen daha tüm gücüyle akor çalmakta olduğunu rahatlıkla unutuyordu.

Figürasyonlar giderek müziği devraldı ve o zaman solist çalgısından arp benzeri nefis dokular çıkartarak orkestra yaylılarının yumuşak biçimde yeniden girişini haber verdi.

Solist ve şefler geçişleri genellikle aralarında abartılı bakışlar veya devasa omuz hareketleriyle koordine ederler. Ashkenazy'nin, sadece Onay'ın ellerine bakarak geçiş için işaretleri doğrudan klavyeden aldığını görmek çok güzeldi.

Keith Moore, Athens News, 1.8.2008, YUNANİSTAN

Resital - Deutschlandsberg Piyano Baharı Festivali

Deutschlandsberg Piyano Baharı: görkemli final

Piyano Festivali sonuna yaklaşırken insanın aklında kalan mükemmel ...devam

Piyano Festivali sonuna yaklaşırken insanın aklında kalan mükemmel anlar arasında Alexander Paley veya Boris Berezovsky'nin icraları vardı. Dinleyicilerden sadece bir kısmının son konserden beklentileri yüksekti… ancak Gülsin Onay Schumann'ın erken dönem eseri Op.1 ABEGG Çeşitlemeleri'ne başlar başlamaz tüm dinleyiciler kusursuz bir virtuoz ile karşılaştıklarını fark ettiler. Birinci çeşitlemenin teması sol elde geri döndüğünde gerçek artık yadsınamazdı: Bu kadar müzikal hassasiyet ve şiirsellik ile böylesi bir ifade gücü; bu kesinlikle sanatın zirvesiydi.

Mendelssohn Çeşitlemelerindeki ve Chopin Grand Polonaise'deki zor pasajlarda Gülsin Onay, kusursuz virtuozluğunun yanı sıra sadece teknik gösteriş ile yetinemeyecek derin bir müzisyen olduğunu da kanıtladı.

Bela Bartok ile beraber yaptığı Anadolu Halk Müziği araştırmaları eserlerine ilham veren ve 1991 yılında vefat eden hocası Ahmed Adnan Saygun'un Op.15 Sonatininden sonra konser fevkalade bir finale doğru yükseldi: Maurice Ravel'in zorluğu ile nam salmış Gaspard de la Nuit'si. Ravel'in ifade edeceği şekliyle "transandantal virtuozluk". Onay'ın icrası tek kelime ile nefes kesici idi. İmkânları o kadar geniş ki teknik zorlukları hiçe sayarak notaların kristal berraklığını vermek üzere müziğe konsantre olabiliyor.

Bunun ardından mest olmuş dinleyicileri ayakta alkışlatan üç bis geldi.

Sonuç: Gülsin Onay harikulade piyano çalmanın da ötesine geçiyor. Onay'ın öyle bir kapasitesi var ki meşhur Alman kritik Joachim Kaiser'in bir zamanlar büyük Arthur Rubinstein için söylediği gibi, "spontane mutluluk yayabiliyor".

Michael Wechtitsch, 14.6.2008, AVUSTURYA

Resital - Deutschlandsberg Piyano Baharı Festivali

Mutlu Eden Karşılaşma

Piyano Baharı Festivalinde dinleyicileri her zaman sürprizler ...devam

Piyano Baharı Festivalinde dinleyicileri her zaman sürprizler bekler. Bu son konserde iki sürpriz birden vardı: bir piyanist ve bir besteci. Gülsin Onay'ın parlak kariyeri vatanı Türkiye'den dünyanın konser salonlarına uzanıyor. Yeterli sanatsal kapasiteye sahip olduğu için gösteriş yapma ihtiyacını hissetmeyen o nadir büyük sanatçılardan biri Onay. Hiçbir şekilde ruhsuz olmayan kusursuz bir teknik, stil ve duyarlık ile kuvvetli bir temperamanı birleştiriyor. Konserinin merkezinde bizde maalesef çok az tanınan Türk besteci Ahmed Adnan Saygun'un bir sonatı vardı. Zarif, zengin dokulu ve mizah yüklü bu eseri icra edebilmek için muazzam bir beceri gerekiyor. Gülsin Onay dinleyicilerini neredeyse nefesleri kesilecek kadar heyecanlandırdı. Sonatın öncesinde ve sonrasında çaldığı Schumann ABEGG Çeşitlemeleri, Mendelssohn-Bartholdy Variations sérieuses, Chopin Op.22 ve Ravel Gaspard de la Nuit tam manasıyla büyüleyiciydi ve her sesi isabetliydi. Akşamın üçüncü bölümünü yine az tanınan Elgar, Bach-Busoni transkripsiyonu ve Chopin ile bisler oluşturdu. Salona tek bir dilek hâkimdi: "Lütfen tekrar gelin!"

CH, 14.6.2008, AVUSTURYA

Resital – Bonn

Piyanist Gülsin Onay Beethoven-Haus'ta

Romantik ve virtuoz – çok çeşitli nüanslar ve duygular

Romantik ve virtuoz: bunlar bir piyano resitalinin başarısını ...devam

Romantik ve virtuoz: bunlar bir piyano resitalinin başarısını garanti altına alan iki kriterdir. Ancak Gülsin Onay, Beethoven-Haus'un oda müziği serisindeki konserinde sadece parça seçimiyle değil, bu zorlu programı sanatsal icrasıyla da başarısını kanıtladı.

Robert Schumann'ın Op.1 ABEGG Çeşitlemelerinde "Piyanonun Paganini'si"nin ötesine geçerek bir nüans ve atmosfer çeşitliliği keşfetti ve Felix Mendelssohn-Bartholdy'nin zorlu re minör Variations sérieuses'i Onay'ın ellerinde sadece virtuozluk gösterisi olmaktan farklı bir hal aldı.

...Gülsin Onay hocası Ahmed Adnan Saygun'un Op.15 Sonatinini o kadar doyurucu biçimde çaldı ki insan, Bartok'un halefi bu bestecinin niçin daha çok duyulmadığını merak ediyor. Adagio'da bastaki karanlık ilerleyiş, gürüldeyen tekrar notaları ve üçüncü bölümde seslerin taşkın girdabının birbirleriyle oluşturduğu tezat, piyanoda muazzam bir dram etkisi yaratıyor.

Aynısı Maurice Ravel'in Gaspard de la Nuit'si için de geçerliydi. Birinci bölüm Ondine, Gülsin Onay'ın kadifemsi tuşesinden istifade etti. Piyanist yumuşak renklerle çok güzel bir suluboya resim yaptı – piyanoda su, bundan güzel ifade edilemez. Darağacındaki ölülerin ağıdı Le Gibet'in ısrarcı ve can yakıcı etkisinin ardından piyanist, ateşli cüce Scarbo'da teknik bir havai fişek gösterisi sundu. Ravel'in eseri Aloysius Bertrand'ın dizelerinden esinlenmişti. Bertrand Scarbo'yu, "gece yarısında tavandan aşağı taklalar atarak inen, dev bir iğ gibi dönüp duran, Gotik bir çan kulesi gibi olduğundan çok daha büyük görünen ve sonunda bitik bir mum gibi yıkılıp sönen o grotesk cüce" şeklinde tanımlar. Gülsin Onay bu sözleri anladığını gösterdi.

Gunild Lohmann, General Anzeiger Bonn, 2.6.2008, ALMANYA

Miami Uluslararası Piyano Festivali

Chopin Piyano Konçertosu No.2

Gülsin Onay / Miami Festival Orkestrası – William Noll

Miami'deki Uluslararası Festival: harikulade kapanış

Miami'deki Uluslararası Piyano Festivali şehrin en seçkin kültürel ...devam

Miami'deki Uluslararası Piyano Festivali şehrin en seçkin kültürel etkinliklerinden biri olma özelliğini sürdürüyor. 11. Festivalin Cumartesi akşamı Lincoln Theatre'da gerçekleşen kapanış gecesi ise tek kelimeyle harikuladeydi.

Festivalin yönetmeni Giselle Brodsky'nin kısa konuşmasının ardından akşam, Festival Orkestrası konsermaister'i Bogdan Chruszcz'in solistliğinde Massenet'nin Thais operasından o güzelim Meditasyon ile açıldı. Ancak bu daha ziyade, piyanistin başkarakter olacağı bir ziyafette iştah açıcı gibiydi.

Ünlü Türk piyanist Gülsin Onay icrasını, birkaç gün önce vefat eden ve ülkesi için olduğu kadar dünya kültürü için de büyük önem arz eden vatandaşı büyük soprano Leyla Gencer'in (1928–2008) anısına adadı. Muhtemelen bu anıyla Onay, Chopin'in fa minör op.21, 2 numaralı Konçertosunu daha da yoğun hissederek ve Larghetto'da, bu bölümün zarif ezgilerine bütün ruhunu vererek, daha da dokunaklı çaldı.

Cümlelemelerindeki ustaca tonlamalarının yanı sıra Onay, en dramatik anların yoğunluğunu vurgulayacak kuvveti ve tutkuyu da sergiliyor. Chopin'i güçlü ve doyurucu olmakla kalmıyor, aynı zamanda son derece kişisel dokunuşlara sahip ve özgün. Şüphesiz harikulade bir icraydı ve William Noll'un etkin yönetimindeki orkestra da uygun bir destek sağladı. Dinleyicilerin ayakta alkışları o kadar uzun sürdü ki sanatçı cömert ve nefis bir bis sundu: Ravel'in Ondine'i.

Daniel Fernandez, El Nuevo Herald, 13.5.2008, ABD

Resital – Miami Uluslararası Piyano Festivali

Piyano festivalinde dikkate değer ilkler

Başlangıcından bu yana Miami Uluslararası Festivali "Keşif Serisi" ...devam

Başlangıcından bu yana Miami Uluslararası Festivali "Keşif Serisi" çoğunlukla kariyerlerinin başında, 20'li yaşlarındaki – hatta bazen, geçen yıl burada konser veren Fransız piyanist Lise de la Salle örneğinde olduğu gibi, onlu yaşlarındaki – genç müzisyenleri vitrine çıkarmıştır.

Gülsin Onay ve Aleksandar Madzar yaş açısından ümit verici genç müzisyenler profiline pek uymuyorlar. Ancak her ikisi de ABD'de pek tanınmıyorlar ve geçen hafta sonu ayrı ayrı resitallerindeki son derece etkileyici icralarına dayanarak iki piyanisti de kesinlikle önemli müzikal keşifler olarak nitelendirebiliriz.

Onay, ülkesi Türkiye'de çok ünlü olmasına ve Avrupa'da birçok önemli şefle çalışmış olmasına rağmen okyanusun bu yakasında yeterince tanınmıyor. Bu oldukça talihsiz bir durum zira Onay Cuma akşamı Lincoln Theatre'da sunduğu usta işi programında, son derece zarif tekniği ve dikkate değer yorum derinliğiyle ziyadesiyle kabiliyetli bir müzisyen olduğunu gösterdi.

Onay'ın sanatsal becerisi programının başındaki üç varyasyonda özellikle güçlü bir etki bıraktı. Schumann'ın Abegg Çeşitlemeleri'nde bestecinin dünyasıyla tamamen uyum içinde olan sanatçı, yumuşak ve esnek rubatosu ve tonlarıyla müziğin içindeki aydınlık kapris ve fantezi karakterini büyüleyici biçimde sergiledi.

Mendelssohn'un diğer pek çok piyano eserine nazaran daha karanlık ve derin olan Variations serieuse'de kesinlikle Schumann'a benzeyen bir ifade vardır. Burada Onay'ın icrası birinci sınıftı: eserin virtuozite açısından büyük taleplerine olduğu kadar kasvetli melankolisine de hassas, derinden hissedilen bir zarafetle yorumladı.

Chopin'in aynı derecede talepkâr Variations brillantes eseri de zarif ve stilliydi. Yine de Onay, en seçkin Chopin yorumunu bir sonraki 3 numaralı Balad'da gösterdi. Şairane girişte "bir varmış, bir yokmuş" deyişini anımsatan bir duygu vardı ve eser boyunca Onay, dram ve zarifliğin ideal karışımını bularak uzun çizgiye tam anlamıyla hâkim oldu.

Lawrence A. Johnson, Miami Herald, 11.5.2008, ABD

Resital – Hamm

Müşfik virtuozite

Piyanist Gülsin Onay'ın yorumu orkestra etkisi yaratıyor

Pazartesi akşamı olağanüstü piyanist Gülsin Onay'ın konserinde Alman – Türk ...devam

Pazartesi akşamı olağanüstü piyanist Gülsin Onay'ın konserinde Alman – Türk dostluğu, politikanın önde gelen isimlerinin de buluşmasıyla, gözler önüne serildi. Eyalet Meclis Başkanı Regina van Dinther, Türk Başkonsolosunun da aralarında bulunduğu sanatçının vatandaşlarıyla Hammlı müzikseverlerin yarı yarıya oluşturduğu 500 kişilik dinleyici kitlesi arasında yerini aldı.

Gülsin Onay canayakın karşılama alkışlarına neredeyse fısıldarcasına teşekkür ederek akşamın programını takdim etti. Fakat piyanoya oturur oturmaz bütün çekingenliği kayboldu ve konsantre olmak için birkaç saniye bekledikten sonra Schumann'ın ABEGG Çeşitlemeleri ile başladı. Teknik olarak kusursuz biçimde ve nerdeyse müşfikçe cilveli bir virtuozite ile ismindeki akor serisinin tanımladığı bu romantik fanteziyi sundu.

Yoğun pedal kullanımı, özellikle bir sonraki eser olan Felix Mendelssohn-Bartholdy'nin ‘Variations Sérieuses'inde de kendini gösterdiği gibi, asla çalışının berraklığını engellemedi. Zaptedilmiş bir enerji ve dinamizm ile çalarak yoğun müziğin içinden bas ve melodi çizgilerindeki kontrpuanı açığa çıkardı ve bununla beraber orkestral bir etki sağladı. İlk yarıyı tamamlayan Frédéric Chopin'in Polonez'inde Onay, müşfik narinlikle güçlü tuşeyi birleştirdi.

Sanatçı, hocası Ahmed Adnan Saygun'un Sonatininde tamamen farklı tınılarla dinleyicileri bambaşka bir âleme götürerek burada keşfedilecek çok yeni müzikal diyarların olduğunu gösterdi. Ravel ise buna ilginç bir tezat oluşturdu. Onay bunlara ek olarak İngiliz Edgar Elgar'ın bir eserini, Bach-Busoni Koral Etüdü ve bir Chopin Balad icra etti. Dinleyiciler çoktan ikna olmuştu; tezahüratlar ve alkışlar gittikçe yükselerek bir alkış triline dönüştü. Başkonsolosun kapanış konuşmasının ardından, Gülsin Onay bis olarak herkesçe iyi bilinen Mozart'ın A la Turca'sını sununca misafirler ilk ölçüden sonra coşkulu alkışlarla eşlik etti.

Von Werner Lauterbach, Westfälische Anzeiger, 22.1.2008, ALMANYA

Resital – Leichlingen

Piyanoda Virtuoz Yorum

Matine: Gülsin Onay Leichlingenlileri büyüledi

Bürgerhaus'daki konser matineleri keyifli ortamı ve icraların ...devam

Bürgerhaus'daki konser matineleri keyifli ortamı ve icraların yüksek seviyesiyle çekiciliğini ortaya koyar. Bu serinin doruk noktasını ise Gülsin Onay'ın Pazar günü gerçekleşen konseri oluşturdu.

İstanbul doğumlu uluslararası piyanist son derece göz alıcı bir teknik ile duyarlı bir yorumu birleştiren icrasıyla dinleyicileri mutlu etti. Daha en başta, Robert Schumann'ın gençlik eseri olan Abegg Çeşitlemelerinde Steinway piyanodan büyü yaparcasına çıkardığı inci dizilerde bu icra kendini gösterdi. Schumann'ın arkadaşı Mendelssohn'un Variations Sérieuses eserinde de romantik tonun en güzelini ortaya çıkardı.

Chopin'in Andante spianato et Grande Polonaise brillante, Op.22 numaralı eserinin sonunu çok incelikli ve mükemmel dengelenmiş bir crescendo ile getirdi. Türkiye'den piyano eserleri bizde çok az tanınıyor. Bu nedenle de Gülsin Onay'ın hocası Türk besteci Ahmed Adnan Saygun'un (1907-1991) Sonatini büyük ilgi uyandırdı. Yüksek düzeyde teknik performans gerektiren, biraz Rachmaninov'u andıran bir eserdi. Maurice Ravel Gaspard de la Nuit ile piyanistlere kırılması gereken çok çetin bir ceviz vermiştir. Gülsin Onay'ın ellerinde bu ceviz açılarak içinden müzik çıktı: Ondine'in yaşadığı pınar coşkuyla fışkırıyordu, korkunç darağacı yükseliyordu, cücecin Scarbo'nun gülünç zıplamaları hissediliyordu. Son derece candan tezahürata sanatçı nadir seslendirilen bir eser ile karşılık verdi: Edward Elgar'ın İzmir'i.

KG, Solinger Tageblatt, 22.01.2008, ALMANYA

Resital – Golandsky Institute Piyano Festivali, Princeton, ABD

Türk piyanist etkiledi

2007 Golandsky Institute Piyano Festivalinin sondan bir önceki ...devam

2007 Golandsky Institute Piyano Festivalinin sondan bir önceki gecesinde tanınmış eserlerden keşfedilmemiş cevherlere kadar geniş yelpazede cazibeli ve iyi düşünülmüş bir program sunan Türk piyanist Gülsin Onay'ın kadifemsi tonuna şahit olduk.

Princeton Üniversitesinin Taplin Salonu resital için neredeyse tamamen dolmuştu ve Onay açılış için seçtiği eser olan Schumann'ın Abegg Varyasyonları (Op.1) ile en baştan itibaren dinleyiciyi büyüledi. Onay müşfik bir yorumcu ve Schumann'ı da öyleydi.

Onay aynı zamanda yoğun bir pedal kullanıcısı ama bunu melodik çizgiye ve netliğe gösterdiği büyük özenle dengeliyor. Mendelssohn'un Variations serieuses (Op.54) yorumunda belirgin olan bu özelliğiyle esere Schumann'da duyulmayan bir parlaklık verdi. Burada Onay yoğun müzikten bas ve melodi çizgisi çıkardı ve aydınlatıcı bir kontrpuan yarattı. Sanatçının sanki enerjisi bastırılmış gibi nüansları gece boyunca nadiren forte'nin üzerine çıktı ancak yine de sanatçı orkestral olduğunu kanıtladı; özellikle de ana tema çizgisine dinleyicinin kolaylıkla erişmesini sağladığı Mendelssohn'un doruk noktasında.

Onay aradan sonra öğrencisi olduğu ve 2. Piyano Konçertosunu kendisine ithaf etmiş olan Türk besteci Ahmed Adnan Saygun'dan eserler seslendirdi. Sonatin Op.15 (arkasından gelen Ravel ile zekice sıralanmış bir çift oluşturdu) Onay'ın ellerinde, ani heyecanlarla dolu karanlık, alışılmadık ve şaşırtıcı bir müzik olduğunu ispatladı. Saygun'un Aksak Ritimler Üzerine Prelüdlerinden (Op.45) ikisi soyut ama erişilebilirdi ve merhum bestecinin eserlerini daha yakından tanımak için merak uyandırıyordu.

Onay en iyisini en sona saklamıştı; klavyede cesur yorumunu süratiyle birleştirdi. Birincisi daha önceki Polonez'ini bile gölgede bırakan bir Chopin parçasıydı. Finalde yer alan Bach-Busoni Koral Prelüd ise ahenkli bir melodinin altına yerleştirilmiş sürekli akan gamların yer aldığı olağanüstü bir sihirbazlık gösterisiydi ve Onay bu eseri – hoşa giden bir kesinlikle – tam mükemmellikte çaldı.

Ben Finane, Star-Ledger, 23.7.2007, ABD

Schumann Piyano Konçertosu

Gülsin Onay / Bilkent Senfoni Orkestrası – Emil Tabakov

Tabakov yönetimindeki BSO'nun kaliteli eşliğinde Gülsin Onay, ...devam

Tabakov yönetimindeki BSO'nun kaliteli eşliğinde Gülsin Onay, Schumann Konçertonun tüm ayrıntılarını oya gibi işledi, bestecinin şiirsel yaklaşımını etkileyici biçimde vurgulayarak yapıtın romantizmini dinleyiciye başarıyla yansıttı. Bis parçası ise Hocabey'in “Prof. Dr. İhsan Doğramacı” doğum günlerinin vazgeçilmezi olan, çok sevdiği Chopin'in “Büyük Polonez”iydi. Gülsin Onay adeta alkışlarla yıkandı.

Şefik Kahramankaptan, Andante, Mayıs-Haziran 2007, TÜRKİYE

Dvořák Piyano Konçertosu

Gülsin Onay / Çek Ulusal Senfoni Orkestrası – Georg Fritsch

Konser sezonunun beklenti dolu açılışı

... Konserin ilk yarısının odak noktası nadir olarak seslendirilen ...devam

... Konserin ilk yarısının odak noktası nadir olarak seslendirilen Dvorak'ın Op.33 sol minör Piyano Konçertosuydu. Bu eserin en büyük zorluğu, piyanonun tam anlamıyla senfonik bir biçimde orkestranın içine entegre olması. Dvorak bu eseri bir piyano virtüözüne ithafen yazmıştı. Bu akşamın solisti Türk piyanist Gülsin Onay, eserin icrasında başarılı olunabilmesi için gereken olağanüstü bir tekniğe sahip. Orkestranın gür olduğu yerlerde hakimiyeti sağlayabilen güçlü bir tuşesi var; aynı zamanda hafif kısımları da narin bir tuşeyle, hassasiyetle yorumluyor. Böylece özellikle zaman zaman oda müziğini andıran ikinci yavaş bölüm, muhteşem bir zirveye ulaşıyor.

Manfred Szorbries, Wilhelmshavener Zeitung, 29.9.2006, ALMANYA

Prag Senfoni Orkestrası ile sezon açılışı.

Türk piyanist Gülsin Onay dinleyicileri coşturdu.

... Dinleyiciler merakla programda yer alan Antonin Dvorak'ın (1841–1904) Op.33...devam

... Dinleyiciler merakla programda yer alan Antonin Dvorak'ın (1841–1904) Op.33 sol minör Piyano Konçertosu için Türk piyanist Gülsin Onay'ın sahne almasını bekliyordu. Ve geldi... Dinleyicileri cana yakın bir gülümseme ile selamladı, piyano taburesini yerleştirdi ve orkestranın başlamasının ardından girişini bekledi. İlk bölümü ifadeli vücut dili, akıcı bir ajilite, kuvvetli tuşe ve melodik bir kadans ile icra etti. İkinci bölümde ise buna tezat olan dokunaklı duyguyu aktardı. 1878 yılında ilk defa Prag'da seslendirilen eserde üçüncü bölümünün, Allegro con fuoco, hakimiyeti tamamen piyanoda. Piyanist ve orkestra iki Bohemya ezgisinde mükemmel bir etki yaratıyor. Bu virtüözler için pek verimli olmayan konçertoda piyanist, çekici yönleri ortaya çıkarmayı başardı.

Jever Wochenblatt ER, 29.9.2006, ALMANYA

Piyanist Gülsin Onay Tiyatroda dinleyicileri büyüledi.

Çek Senfoni Orkestrası tatmin edici.

Tiyatroda konser sezonu açıldı – hem de büyük bir ünlem...devam

Tiyatroda konser sezonu açıldı – hem de büyük bir ünlem ile! Çek Ulusal Senfoni Orkestrası ve piyanist Gülsin Onay, Çarşamba akşamı tamamen dolu olan salonda dinleyicileri büyülediler...

...Üvertürün ardından solistin görkemli saati geldi. Dvorak'ın Op.33 numaralı Piyano Konçertosu neden pek nadiren icra edilir? Gülsin Onay'ın güçlü yorumu karşısında herkes bu soruyu sordu. Türk piyanist Gülsin Onay, Georg Fritsch'in tam hakimiyetle yönettiği orkestra eşliğinde zarif ve canlı yorumuyla ikna ediciydi. Dinleyiciler, uluslararası üne sahip piyano yıldızının hemen ayrılmasına izin vermediler. Gülsin Onay, dinmek bilmeyen alkışlara biste Schubert'in ABEGG Varyasyonlarını çalarak teşekkür etti.

Wolfsburger Allgemeine Zeitung, 29.9.2006, ALMANYA

Şarkı söyler gibi sunulan berrak ezgiler

Çek Devlet Senfoni Orkestrası Prag'dan misafir geldi – Solist Gülsin Onay piyanoda parlıyordu.

Dinleyiciler coşku içinde alkışlıyor.

... Piyanist Gülsin Onay, Dvorak'ın ender icra edilen Op.33 numaralı...devam

... Piyanist Gülsin Onay, Dvorak'ın ender icra edilen Op.33 numaralı Piyano Konçertosunu çaldı. Georg Fritzsch, esere yumuşak ve şarkısal çizgileri ön plana çıkartan bir giriş yaparak soliste orkestra ile rahat bir ilişki kurma olanağı sağladı. Orkestra ile diyalogunda solist, tınılarındaki renklilik ve ezgilerdeki zengin süslemesiyle parlıyordu.

Dvorak'ın Piyano Konçertosunun tüm bölümleri Slav halk müziğinden öğeler içeriyor. İkinci bölümde, yumuşak tınıların üzerinde özlem dolu şarkı temaları duyuluyor. Gülsin Onay, buradaki berrak ezgileri, müziğin karakterine uygun biçimde cantabile çaldı. Ardından üçüncü bölümde ritmik kontrast içeren pasajlar geliyor. Yumuşak, armonik ezgilerin yerini kromatik dönüşler ve hızlı tempolar alıyor. Gülsin Onay'ın parlak icrası ile büyülenen dinleyiciler coşkunca alkışladı...

Angelika Kannenberg, Wolfsburger Nachrichten- Kültür, 29.9.2006, ALMANYA

Resital - Bursa Saygun Sempozyumu

Adnan Saygun adına düzenlenen sempozyum, 9 Mart sabahı, açılış ...devam

Adnan Saygun adına düzenlenen sempozyum, 9 Mart sabahı, açılış konuşmalarının ardından Gülsin Onay'ın verdiği bir resitalle başladı. Saygun'un Op.15 Sonatina'sı ile Op.45 “Aksak Tartılar Üzerine 12 Prelüd”den İki Prelüd'ünü seslendiren Onay'ın yorumu; tartışılmaz bir ustalığın, Saygun'un ruhuna nüfuz edebilmiş bir inceliğin ve akışkan bir kesinliğin üstüne inşa edilmiş bir ziyafetti.

Ali Ergür, Andante, Mayıs-Haziran 2007, TÜRKİYE

Büyük piyanistimiz Gülsin Onay, Saygun'un piyano yapıtlarını ...devam

Büyük piyanistimiz Gülsin Onay, Saygun'un piyano yapıtlarını gittiği her ülkede seslendirdiği için Batı dünyasında Saygun'un tanınmasına yol açan yorumcularımızın en başta gelenidir. Bu davranışıyla neyi gerçekleştirmiştir Gülsin Onay? Nasıl ki 1923'te kurulan Türkiye Cumhuriyeti yıkılan Osmanlı İmparatorluğu'nun Batı devletlerine olan maddi borçlarını ödemeyi uluslararası platformda hukuksal bir sorumluluk olarak algılamış ve yerine getirmişse, Gülsin Onay da eski kuşakların Saygun'a olan manevi borçlarını ödemeyi vicdani bir sorumluluk olarak algılamış, kendi sırtına yüklemiş ve yerine getirmiştir.

Bu yüzden genç kuşak yorumcularımız, Gülsin Onay'ın hem Saygun'u hem de Batının büyük ustalarını tını nüanslarını tuşlara yansıtarak ince bir beğeniyle seslendirmesini sağlayan olağanüstü yeteneği ve virtuozluğu ölçüsünde O'nun sağlıklı düşüncesi, kültür bilinci ve vicdani sorumluluğunu da kendilerine örnek almalıdırlar.

Dinçer Yıldız, Orkestra Dergisi, Mayıs 2007, TÜRKİYE

Rachmaninov 3. Piyano Konçertosu

Gülsin Onay / Bilkent Senfoni Orkestrası - Vladimir Ashkenazy

Son olarak Bilkent'ten, efsanevi piyanist ve orkestra şefi Vladimir ...devam

Son olarak Bilkent'ten, efsanevi piyanist ve orkestra şefi Vladimir Ashkenazy geçti, ilk kez bir Türk orkestrasını yönetti, çalışmak istediği piyanistler listesine yeni kattığı Gülsin Onay'la İzlanda'dan sonra Ankara'da da aynı sahneyi paylaştı.

Ashkenazy-Gülsin Onay müzikal işbirliği, maestronun piyanistimizin kayıtlarını dinlemesi ve beğenmesiyle başladı. Gülsin Onay, geçtiğimiz Nisan ayında Ashkenazy yönetimindeki İzlanda Senfoni Orkestrası eşliğinde Schumann'ın piyano konçertosunu seslendirdi. Ardından Bilkent'teki Rahmaninof seslendirmesi geldi. Ashkenazy, bestecinin tüm piyano konçertolarını defalarca bizzat seslendirmiş bir Rus müziği uzmanı olarak, eşlikte de hem yapıtın senfonik özelliklerini sergileyen, hem de piyanonun virtüozitesinin algılanmasını sağlayan dengeli, özenli bir yönetim gösterdi.

Gülsin Onay da, değişik orkestralar eşliğinde defalarca çaldığı Rahmaninof'un 3. Piyano Konçertosu'ndaki teknik güçlükleri yıllar önce başarıyla aşmış bir piyanist olarak, tüm parmak cambazlıklarını gösterdi, konçertonun içerdiği romantizmi ve karşıtı şiddet duygularını yerli yerinde dinleyiciye hissettirdi. Dinleyicinin yaklaşımı müthişti. Gülsin Onay iki kez “bis” yapmak zorunda kaldı, önce Saygun Prelüdleri çaldı, ardından da bir Chopin parçası... Doğrusu, son aylarda dört kez izlediğim Gülsin Onay'ı hiç bu denli heyecanlı, mutlu görmemiştim. Bu saptamamı kendisine ilettiğim zaman , “Doğru söylüyorsunuz... Büyük bir müzisyenle çalmak olağanüstü bir keyifti, çok heyecan verici bir olaydı benim için” dedi.

Şefik Kahramankaptan, Cumhuriyet, 25.5.2007, TÜRKİYE

Resital - Akbank Sanat

Gülsin Onay!..

AK Sanat'ta ne hoş bir buluşmaydı, Gülsin Onay'la..

Gülsin, cumhuriyetin sanat elçilerinden.. AB'ye gireceksek, bayrağı ...devam

Gülsin, cumhuriyetin sanat elçilerinden.. AB'ye gireceksek, bayrağı bu çağdaş insanlarımız taşıyor, Türkün ne olduğunu ele güne göstererek.. Yurda çok az uğrayabiliyor Gülsin.. Müthiş bir programı var dünyada..

Koşturarak gittim, hasta halimle, duracak halim yoktu.. Her şeyi unutturdu, tuşların üzerinde sevgilinin okşayışı gibi dolaşan sihirli parmaklar..

Schumann çaldı, Mendelssohn, Chopin, Elgar çaldı..

Doruklar, Ahmet Adnan Saygun'un Sonatina'sının Horon'u ile Beethoven'in Ay Işığı Sonatının Adagio'suydu..

Horon'da zor tuttuk kendimizi koltuklarımızda..

Adagio'da, ay ışığını gördüm kumsalda, gözlerimi kapayıp, müziği içime çekerken.. Sevgilinin kolları boynuma dolanmış.. Gökten iniyor ışık, denizin üzerinde kıpraşan bir sarı nehre dönüşüyor..

Hıncal Uluç, Sabah, 21.4.2007, TÜRKİYE

Resital - Ostenfelde

Güçlü bir romantik piyanist – Türk vurguları

SOR'un Schloss Vornholz, Ostenfelde'de bu yıl gerçekleştirdiği ilk ...devam

SOR'un Schloss Vornholz, Ostenfelde'de bu yıl gerçekleştirdiği ilk önemli konserde, pek çok uluslararası ödül sahibi İstanbul doğumlu Türk piyanist Gülsin Onay 2006'ya parlak bir başlangıç sağladı. Klasik-romantik piyano edebiyatından oluşan ve son derece etkili Türk eserleriyle de zenginleştirilmiş programda sanatçı tutkulu bir biçimde neredeyse mütemadiyen forte ile fortissimo arasında esti.

Bu, duygusal etkilenme beklentisindeki dinleyicilerin yanı sıra teknik olarak mükemmelleşmiş piyano icrasından zevk alan müzik tutkunlarına da hitap eden bir konserdi. Schumann'ın ABEGG Çeşitlemelerinde gür ve hızlı akorların neşeli virtuozluğundan ve kırık akorların duyuluşundan, daha başlangıçta bu yolculuğun bizi nerelere götüreceği belli oldu. Gülsin Onay bu eseri ve ardından da Chopin'in Andante spianato et Grande Polonaise Brillante'sini (Mi Bemol Majör, Op.22) son derece etkili bir biçimde icra etti. Chopin'de ana temayı hızla geliştirdi ve yoğun akorlarla eserin dans gibi olan bölümüne ulaştı.

Karizmatik sanatçı, burada pek tanınmayan hocası Ahmed Adnan Saygun'u da anmayı ihmal etmedi ve bestecinin Sonatinasını (Opus 15) icra etti. Bu, tonalitenin sınırında duran ve etkileyici bir zirveyle sona eren, virtuozluk gerektiren bir eserdi. Birinci bölüme küçük bir egzotik ek olarak da Elgar'ın Smyrna'sı vardı. Programın ikinci bölümü ise Ravel'in Gaspard de la Nuit'i ile açıldı.

Chopin'in fırtınalı Baladı La Bemol Majör, No.3 Opus 47'de Türk piyanist, etkili nüanslarla basit ve sakin bir temanın nasıl geliştirilebileceğini mükemmel bir stilde ispatladı. Son olarak da, kelimenin tam manasıyla bir programlı müzik olan Beethoven'in Mi Bemol Majör Sonatında (Op.81a) mükemmelleştirilmiş bir ustalık gösterdi.

Virtuoz, tuşlarda büyük bir hızla gezinirken pırlanta gibi dizeler ortaya çıkardı; böylece bir yandan dramatik etki yaratmadaki hünerini ispatlarken bir yandan da sanatsal çizginin doruğundaki teknik mükemmeliyetini kendisine koyduğu yüksek standartların hizmetine bütünüyle verdi.

Sanatçının bu etkili piyano resitalinde bis olarak çaldığı Chopin'den kısa bir varyasyon ile konserin Alman/Türk finalini oluşturan Liszt'in zarif ve çok çeşitlemeli Sultan Abdül Mecit Marşı da büyük beğeni topladı. Dinleyiciler açıkça etkilendiler ve sanatçıyı ayakta alkışladılar.

Dr. Ulrich Gehre, Ennigerloh, 31.1.2006, ALMANYA

Liszt 1. Piyano Konçertosu

Gülsin Onay / Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası – Antonio Pirolli

Virtuoz Gülsin Onay, Maestro Antonio Pirolli ile Liszt çalıyor - Ankara, Aralık 2005

8 ve 9 Aralık akşamları virtuoz Gülsin Onay, usta şef...devam

8 ve 9 Aralık akşamları virtuoz Gülsin Onay, usta şef ve fahri Türk vatandaşı Antonio Pirolli'nin yönetimindeki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) eşliğinde Franz Liszt'in (1811–1886) 1. Piyano Konçertosunu çalmak üzere piyanodaydı. Liszt, bu şaşırtıcı konçertoyu sanki Onay'ın duyarlı virtuozluğu için bestelemişti. Gülsin Onay başından sonuna kadar doğal, içten gelen bir canlılık ve cesaretle çalarak esere tam hakkını verdi. Oldukça kısa fakat melodik olan bu konçerto, girift orkestrasyonuyla dinleyicilerin gönüllerini fetheder. Onay eşi olmayan bir piyanist; O, vecd ve adanmışlıkla müziğin tamamen içine girerek bedeni ve ruhu ile bir bütün olarak çalıyor. Gülsin Onay ilk konserini altı yaşında veren bir harika çocuktu. Henüz 16 yaşında iken Paris Konservatuarı'ndan birincilik ödülü kazanarak mezun oldu. Onay, müziğe adanmış hayatı ve üstün yeteneği ile, özellikle Romantiklerin deneyimli bir yorumcusudur. O'nun son derece profesyonel ve kusursuz tekniğiyle müzikal olarak çok renkli ve sonorite yelpazesi çok geniş müziğini dinlemek büyük zevkti. Sanatçı, 8 Aralık akşamı Ankara'daki şiddetli yağmura rağmen salonu dolduran müzikseverlerin coşkun alkışına karşılık büyük bir tevazuuyla bis olarak üç bütün eser çaldı.

Yüksel Söylemez, Turkish Daily News, 25.12.2005, TÜRKİYE

Rachmaninov 3. Piyano Konçertosu

Gülsin Onay / Bilkent Senfoni Orkestrası - Emil Tabakov

Gülsin Onay – duyarlı bir kesinliğe, zekice bir parıltıya ve ...devam

Gülsin Onay – duyarlı bir kesinliğe, zekice bir parıltıya ve gerekli yerlerde akor hakimiyetine sahip bir Rachmaninov yorumcusu. Bunların üzerinde ise; re minör Piyano Konçertosunun (op.30) son derece “semplice” olan başlangıcından itibaren ayrıntılara sevgiyle adanmış bir atmosfer yaratan ve aynı zamanda eserin devamı için enerjik bir duygu gösteren dişil-eril bir insanlık hüküm sürüyor, daha da ötesi süzülüyor. Bence Gülsin Onay, bu devasa olduğu kadar içtenlikli konçertoyu, bir sonraki bölümde yer alan önemli ve tehlikeli dağ silsilesini tırmanabilmek için, en hassas şeyleri bile maharetli parmaklarına neredeyse gülümsercesine emanet etme yeteneğine sahip ve tutkulu bir sanatçı tavrıyla ele aldı. Re minörün “sinematografik” finalinin bu kadar tutkulu, ritmik açıdan bu kadar patlamalarla dolu ve aynı zamanda bu kadar aydınlatıcı bir şekilde “cantabile” çalındığına, hatta yaşandığına çok ender şahit olmuşumdur. Karanlık ve aydınlık, yumuşaklık ve sertlik hakkında, hem doğrudan hem de dolaylı bir ışıklandırma dengesi altında kusursuz ve açık bir biçimde anlatılmış bir ”öykü”nün müzikal sonu olan bu bölüm ancak hayal gücü yüksek, mükemmel bir piyanist tarafından böyle anlatılabilirdi.

Peter Cossé, 19.10.2005, AVUSTURYA

Saygun 1. Piyano Konçertosu – Ravel Sol Majör Piyano Konçertosu

Gülsin Onay / Cannes Senfoni Orkestrası – Yatzuya Shimono

Noga Croisette'e Yıldırım Gibi Düşen Türk Konçertosu

Türk müziği ve müzisyenleri hakkında ne biliyoruz? Cannes Senfoni ...devam

Türk müziği ve müzisyenleri hakkında ne biliyoruz? Cannes Senfoni Orkestrasının Noga Croisette'deki kozmopolit ve baştan sona tutkulu konserinden sonra bu soruya artık gerek kalmadı. Orada aynı anda hem büyük besteci Adnan Saygun'u hem de çok büyük piyanist Gülsin Onay'ı keşfettik; ve bu ziyafet güleryüzlü ve kararlı şef Yatzuya Shimono ile tamamlandı.

Ravel'in büyüsü

Günümüzün en önemli Türk bestecisi A. Adnan Saygun'un görkemli konçertosunun daha ilk ölçülerinde Gülsin Onay ile dinleyiciler arasında müthiş bir şimşek çaktı. Saygun'un ardından Ravel'in meşhur sol majör piyano konçertosu. Gülsin Onay bu konçertoyu, üstlerinde inciden çiğ taneleri parlayan melodi çiçekleriyle olağanüstü güzellikte bir bahçeye çevirdi. Adeta periler âleminden geliyormuşçasına duyulan piyanonun obuanın şiirsel ezgisiyle desteklendiği, kelimelerle ifade edilemeyecek berraklıkta pırıldayan Adagio'nun ardından eser ferahlatıcı bir şelale gibi çağlayan onaltılıklarla sona erdi.

Nice-Matin, 25.3.2005, FRANSA

Çaykovski 1. Piyano Konçertosu

Gülsin Onay / Thüringen Senfoni Orkestrası – Alun Francis

Piyanistin güç gösterisi

Senfoni Konseri: Onay için “Bravo”lu tezahürat

Gotha halkı, piyanoda birçok güçlü solist izledikten ve üstelik CD ...devam

Gotha halkı, piyanoda birçok güçlü solist izledikten ve üstelik CD kayıtlarında ölümsüzleşen star piyanistlere şahit olduktan sonra, bir bayan solistin bu görünürde “erkek egemenliği” altında olan alanda kendisini nasıl kanıtlayacağını merakla bekliyordu. Fakat hem fiziki olarak, hem de teknik ve yaratıcılık bakımından oldukça rahat görünen Gülsin Onay (Türkiye) çok yönlü bir virtuoz olarak dünya çapında elde ettiği şöhretini pekiştirdi.

Tuşesindeki esneklik, onu şiddetli martellato'lara yakalanmaktan koruyor ve bu yumuşaklık, eserdeki en küçük bölümlerin biraz ani kesilmesine yaradığı gibi, belli bir melodik ahengin oluşabilmesine de izin veriyor. Kendine has yorumunu belirgin bir şekilde ilk bölümün solo kadansında ve konserin sonunda sunduğu biste ortaya çıkardı. Orkestranın yönetimine yoğunlaşan Maestro ve sanatçı arasındaki göz temasının dikkat çekecek derecede seyrek olması, performansındaki hakimiyetinin etkisini bir kat daha artırdı ve konser coşkulu alkışlar ve “Bravo” tezahüratları ile noktalandı.

Helmut Münster, TLZ Gotha, 17.1.2004, ALMANYA

Çaykovski 1. Piyano Konçertosu

Gülsin Onay / Thüringen Senfoni Orkestrası – Alun Francis

Çaykovski'ye Övgü

SUHL, Almanya – CCS'deki Thüringen Filarmoni Salonunda Çarşamba ...devam

SUHL, Almanya – CCS'deki Thüringen Filarmoni Salonunda Çarşamba gecesi ünlü Türk piyanist Gülsin Onay'ın konserinde yaklaşık 800 dinleyici ile neredeyse bir rekor kırılıyordu! Türkiye Cumhuriyeti Başkonsolosu Munis Direk de Suhl şehrinin Belediye Başkanı Martin Kummer'in davetini kabul ederek gelip dinleyicilerin arasında yerini almıştı. Sanatçı, dinleyiciyi kavrayan güçlü performansı ile büyüleyiciydi. Alun Francis, sanatçının henüz ilk akorlarda kendini gösteren son derece tamperamanlı yorumu ile orkestra arasındaki uyumu ihtiyatlı yönetimi ile sağladı. Bir süre sonra orkestranın flüt, viyolonsel ve obua sololarının da kendini duyurduğu fevkalâde bir bütünlüğe varıldı. Böylelikle, sempatik Gülsin Onay seyircinin kalbini fethetmişti adeta – alkışlar dinmek bilmedi.

Lilian Klement, Freies Wort, 16.1.2004, ALMANYA

Schumann la minör Piyano Konçertosu

Gülsin Onay / Sinfonia Varsovia – Volker Schmidt-Gertenbach

Güçlü, lirik ve büyüleyici

Bad Münder'de “ustalar serisi”nde muhteşem bir konser

... Schumann'ın la minör piyano konçertosu günümüzde her önemli ...devam

... Schumann'ın la minör piyano konçertosu günümüzde her önemli solistin repertuarının bir parçasını oluşturur... Bu tabii ki Gülsin Onay için de geçerli. İstanbul asıllı piyanist güçlü bir girişten sonra sergilediği lirik ve melodik performansı ile Schumann'ın şiirsel tarzını ön plana çıkarıyor. Onay, romantizmin estetik ideali ile olan iç içeliğini intermezzo'da da dikkatli, hatta neredeyse kırılgan bir şekilde dile getiriyor. Rondo'nun allegro vivace bölümündeki hız, enerji yüklü bir şekilde ve orkestra ile tam uyum içinde artıyor. Seçkin orkestra zaman zaman ön plana çıksa da Schumann'ın büyüleyici romantizmi parlak solist tarafından sergilendi.

Dorothee Balzereit, Dewezet, 27.11.2003, ALMANYA

Schumann la minör Piyano Konçertosu

Gülsin Onay / Sinfonia Varsovia – Volker Schmidt-Gertenbach

Piyanonun kükremeye gerek duymayan aslanı

Martin-Schmidt Salonunun 10. yıldönümü vesilesiyle Gülsin Onay ve Sinfonia Varsovia'dan doyurucu, usta işi bir konser

Bad Münder, 25 Kasım 2003

...Schumann'ın la minör Piyano Konçertosu piyanist Gülsin Onay ...devam

...Schumann'ın la minör Piyano Konçertosu piyanist Gülsin Onay tarafından icra edildi. İstanbul doğumlu sanatçı yorumuyla iletmek istediği bir şeylerin olduğunu ve bunları başarıyla iletebildiğini ispatladı. Schumann'ın bestesi zamanında klasik estetiğin sonunu işaret ediyordu. Onay, eserin romantik renklerini yansıtmakla birlikte aynı zamanda güçlü ve üzerinde düşünülmüş bir icra sundu. Volker Schmidt-Gertenbach'ın yönetimindeki Sinfonia Varsovia daha kuvvetli nüanslarla çalmasına rağmen Onay her zaman sessiz ve lirik anlara yer bulabildi... kükremeye gerek duymayan bir aslan. Yaylı çalgıların yoğun sonoritesi ve canlı Rondo finalde orkestra ile solist arasındaki zaman zaman esprili diyalog da etkileyiciydi. Onay çaldığı iki bis parçasında sanatsal yelpazesini bir kez daha gösterdi.

HAZ, Deister-Anzeiger, 27.11.2003, ALMANYA

Saygun 1. Piyano Konçertosu

Gülsin Onay / Hildesheimer Staatsorchester - Werner Seitzer

Solist olarak ideal bir yorumcu bulundu: Bestecinin aynı zamanda ...devam

Solist olarak ideal bir yorumcu bulundu: Bestecinin aynı zamanda 2. piyano konçertosunu ithaf ettiği Türk piyanist Gülsin Onay. Böylece Gülsin Onay, Saygun'u tam anlamı ile ilk elden yorumladı sayılır – ama ne eller!

Mükemmel piyanist çılgınca alkışlandı; şüphesiz ki alkışlar, eseri ve aynı derecede orkestranın Werner Seitzer tarafından mükemmel bir şekilde sağlanan eşliğini de kapsıyordu. İnsanın içinden Ahmed Adnan Saygun'un daha çok eserini dinlemek geliyor.

Gülsin Onay biste bestecinin hızlı bir mini-prelüd'ünü çalarak iştahımızı daha da kabarttı.

Joachim Stepp, Alfelder Zeitung, 26.11.2003, ALMANYA

Saygun 1. Piyano Konçertosu

Gülsin Onay / Hildesheimer Staatsorchester - Werner Seitzer

Şehir Tiyatrosunda Harika Bir Konser

Akşamın ikinci eseri de aynı şekilde harika idi: Çağdaş Türk ...devam

Akşamın ikinci eseri de aynı şekilde harika idi: Çağdaş Türk bestecisi Ahmed Adnan Saygun'un (1907–1991) vatandaşı piyanist Gülsin Onay tarafından nefes kesici bir şekilde yorumlanan 1. Piyano Konçertosu (op. 34). Ancak “alla Turca” bir eser umanlar hayal kırıklığına uğramışlardır. Gülsin Onay'ın bize sunduğu eser, hem solistten hem de orkestradan talepleri yüksek olan, erken çağdaş stilde güçlü ve enerjik bir eserdi. Daha ilk ölçülerden itibaren virtuozitesi ve canlılığıyla dinleyicileri etkileyen Sanatçı, aslına sadık, zeki ve kararlı bir yorum sundu. Gök gürültüsünü andıran Deciso'da ve finaldeki Allegro'nun hareketliliğinden önce gelen Andante con moto'nun pastel renklerinde solist ve orkestra arasında hassasiyetle ayarlanmış bir etkileşim vardı.

Wolfgang-Armin Rittmeier, Allgemeine Zeitung, 25.11.2003, ALMANYA

Rachmaninov 3. Piyano Konçertosu

Gülsin Onay / Thüringer Philharmonie - Eckehard Stier

Nefes kesen parmak gösterileri

Olağanüstü Türk piyanist Gülsin Onay, Aue Kültür Merkezinin üçüncü ...devam

Olağanüstü Türk piyanist Gülsin Onay, Aue Kültür Merkezinin üçüncü konserinde Rachmaninov'un 3. Piyano Konçertosunu çalıyor.

Bu sezonun belki de en muhteşem etkinliği... Sergei Rachmaninov'un 3. Piyano Konçertosu Türk sanatçı Gülsin Onay'ın ellerine emanet edildi. Devlet Sanatçısı ve fahri doktora ünvanlarına layık görülen Gülsin Onay'ın piyanistliği tek kelime ile “olağanüstü” diye tanımlanabilir. Etkileyici ve kusursuz bir şekilde parlayan orkestra, piyanistin güçlü tuşesi ve nefes kesici, kuvvet dolu virtuozluğu ile uyum içinde idi. Eckehard Stier, bu coşkun müzikteki duygu fırtınasına alışılmamış derecede keskin ve sert sınırlar koyuyordu. Bu coşkunun içinde tahta nefeslilerin bazı sakin ve melodik çizgilerinin arada kaynayıp gitmesi kimi rahatsız ederdi ki? Dünya çapındaki piyanist Gülsin Onay uzun süre coşkuyla ayakta alkışlandı ve iki harika bis parçası sundu.

Rolf Pausch, Freie Presse Aue, 11.11.2003, ALMANYA

Rachmaninov 3. Piyano Konçertosu

Gülsin Onay / Kiev Filarmoni Orkestrası - Nikolay Dyadyura

Türk Stili Konser

Gülsin Onay ve Kiev Filarmoni Orkestrası'ndan Rachmaninov'un ...devam

Gülsin Onay ve Kiev Filarmoni Orkestrası'ndan Rachmaninov'un 3. Piyano Konçertosu

Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun 80. yıldönümü dolayısı ile ülkenin Devlet Sanatçısı Gülsin Onay, Milli Filarmoni'de konser verdi... Nikolay Dyadyura'nın yönetimindeki Filarmoni Orkestrası konserde, Mikhail Sepanenko'nun Romantik Senfonisini, Cemal Reşid Rey'in senfonik şiiri Fatih Sultan Mehmet'i ve son olarak da Sergei Rachmaninov'un 3. Piyano Konçertosunu çalarak farklı ekollerden örnekler sundu.

Kiev'in müzik yaşantısında son günlerde yer alan etkinlikler göz önünde bulundurulursa Sayın Onay'ın pek şanslı olduğu söylenemezdi; zira Rachmaninov'un 3. Piyano Konçertosu Vladimir Horowitz Genç Piyanistler Yarışması finalinde en çok çalınan eserlerden biriydi ve ayrıca 1 Ekim tarihinde Ukrayna Milli Operasında Mikhail Pletnyov tarafından seslendirilmişti. Fakat tüm bunlar dikkate alınsa bile Türk piyanistin icrası gerçek bir başarıydı. Solo partisinde müstesna duyarlılıkta yumuşak bir artikülasyon sergiledi. Zarif yorumu solo partilerde özellikle ortaya çıktı... Piyanistin parmaklarının altında melodiler o kadar esneklik kazandı ki oryantal dansçıların figürlerini andırıyorlardı. Genel olarak, konser dinleyiciler üzerinde son derece canlı akisler uyandırdı. Bazı müzikseverler ilk defa müziği sadece zihinleri ile değil, gönülleri ile dinlediklerinin farkına vardılar.

Yelena Dyahkova, Zerkalo Nedeli, 1.11.2003, UKRAYNA

Falla İspanyol Bahçelerinde Geceler - Ravel Sol Majör Piyano Konçertosu

Gülsin Onay / Kuzey Alman Filarmoni Orkestrası – Wolf-Dieter Hauschild

Türk Piyanistin parlak başarısı

Halk Tiyatrosunda Filarmoni Konseri

... Manuel de Falla'nın piyano ve orkestra için İspanyol Bahçelerinde ...devam

... Manuel de Falla'nın piyano ve orkestra için İspanyol Bahçelerinde Geceler'i... Burada Türk piyanist Gülsin Onay eserin değişken nüanslarını, üstün kabiliyeti sayesinde hassas ve girift bir dizi hamle ile belirginleştirebiliyordu.

Asıl” konçerto ise aradan sonra geldi: erken caz müziği tınılarıyla dolu, parlak ve neşeli bir eser olan Ravel'in Sol Majör Piyano Konçertosu. Solist, eserin müzikal karakterini hassas bir duyarlılıkla nasıl da biçimlendirdi!

M. Baumgartl, OZ, 25.2.2003, ALMANYA

Resital - Berlin Filarmoni Oda Müziği Salonu

Zengin ifadelerle dolu ve ender bulunacak Türkiye'ye özgü değerlerden oluşan bir piyano konseri

Gülsin Onay piyanoda ses şiirselliğine dair sezgisini ve ahenkli virtuozluğunu ispatladı – ikna eden bir adanmışlık.

Martina Helmig, Berliner Morgenpost, 1.2.2003, ALMANYA


Rachmaninov 2. Piyano Konçertosu

Gülsin Onay / Rheinischen Filarmoni Orkestrası – Arild Remmereit

Olağanüstü yetenek

Türk piyanist Gülsin Onay, Rachmaninov'un 2. Piyano Konçertosunu ...devam

Türk piyanist Gülsin Onay, Rachmaninov'un 2. Piyano Konçertosunu yorumlayışında olağanüstü yeteneğini açıkça sergiledi. Derin bir müzikalite, inanılmaz bir virtuozluk ve ajilite ile zorlu solo partisinin üstesinden geldi. Ağır giriş akorları ve sakin, orkestra tarafından üstlenilen bir modülasyona dönüşen birinci bölüm ve lirik adagio'nun ardından son bölümün allegro'su hiddetli kapanışa kadar sanatçının çok üstün bir performansını gerektiriyor. Bösendorfer piyanonun temelleri titriyordu adeta! Çılgın alkışları gülümseyerek kabul eden solist bir de bis sundu: Frederic Chopin'in “Andante spianato”su.

Peter Steinbach, Allgaeuer Zeitung, 30.1.2003, ALMANYA

Rachmaninov 2. Piyano Konçertosu

Gülsin Onay / Berlin Senfoni Orkestrası – Lior Shambadal

Türk Varyasyonları: Piyanist Gülsin Onay, Kempten Şehir Tiyatrosundaki biletleri tükenen konserde Berlin Senfoni Orkestrası ile parlıyor

Akşamın zirvesini Sergei Rachmaninov'un 2. Piyano Konçertosu ...devam

Akşamın zirvesini Sergei Rachmaninov'un 2. Piyano Konçertosu oluşturdu. Dinleyiciler virtuozite açısından benzersiz piyano partisini sarmalayan tutku dolu ses dalgaları ile mükemmel bir birliktelik içinde büyülenmişlerdi. Ülkesinde Devlet Sanatçısı unvanını taşıyan Türk piyanist Gülsin Onay, ara sıra bir tayfun gibi şiddetlenen arpejleri ve akor serilerini ışıldayan bir çeviklik, inci gibi bir tuşe ve bir düş gezgininin rahatlığıyla dinleyicilere sundu. Adagio Sostenuto'yu samimiyet ve büyük bir yoğunlukla çalan Onay, tıpkı bir aşk ilişkisindeymişçesine piyanosu ile tek vücut oldu. İki bis'in ardından (Scumann'ın ABEGG Varyasyonları'nın finali ve Türk besteci Ahmed Adnan Saygun'dan bir prelüd) mest olmuş dinleyiciler hayranlıklarını gösterdiler.

David Wiesner, Allgauer Zeitung, 25.1.2003, ALMANYA

Rachmaninov 2. Piyano Konçertosu

Gülsin Onay / Berlin Senfoni Orkestrası - Lior Shambadal

Gecenin yıldızı, kaygısız ve iradeli tarzı, ruhu ve ...devam

Gecenin yıldızı, kaygısız ve iradeli tarzı, ruhu ve virtuozluğundaki lezzet ile etkileyen piyanist Gülsin Onay idi. Sanatçı, Rachmaninov'un 2. Piyano Konçertosuna kendini görkemli bir biçimde adadı. Eserin hüzünlü tonu aşırı duygusallığa sadece nadiren yaklaştı; Sanatçı daha ziyade büyük konçertolarda uygun olduğu gibi eserin yapısına dikkat etti. 2. Piyano Konçertosunda besteci, Çaykovski'nin 1. Senfonisi ile Dvorak'ın Yeni Dünya'sının çağrışımlarından yola çıkarak kendi stiline göre müziği akıllıca baştan örer. Gülsin Onay bunu bize zekice ve güçlü biçimde gösterdi.

Thomas M Wellens, AZ, 22.1.2003, ALMANYA

Resital – Wigmore Hall

Gülsin Onay Londra Wigmore Hall'da

Muhiddin Dürruoğlu-Demiriz'in bir eserini veya Donizetti'nin ağabeyi...devam

Muhiddin Dürruoğlu-Demiriz'in bir eserini veya Donizetti'nin ağabeyi Giuseppe'nin 1839 yılında padişah için yazdığı marşın Liszt tarafından düzenlenmesini en son ne zaman dinlediniz? Londra konser platformunda büyük Türk bestecisi Ahmed Adnan Saygun dahi çok nadiren duyulur. Bu durumda diyebiliriz ki Türk tatlarından oluşan, Türk lokumu gibi bir program; hem de en iyi ellerdeydi.

... Dürruoğlu-Demiriz'in Derviş'inde piyanodan sesler ve seslerin yankıları şelale gibi gürüldeyerek aktı; bıçak gibi akorlar eserin zirvesine doğru çıktı ve ardından yavaş yavaş silindi. Burada çok güçlü parmaklar vardı ve bu güç son derece ifadeli kullanıldı.

... Saygun'da ise, Onay gerçekten dikkate değer bir besteciyi tanıtıyordu. Saygun'un kendine has meraklı bir yapısı vardı ve Onay kudretli bir savunucu olduğunu ispatladı.

Geoff Brown, The Times of London, 14.12.2002, İNGİLTERE

Rachmaninov 3. Piyano Konçertosu

Gülsin Onay / Halle Filarmoni Orkestrası – Wolf-Dieter Hauschild

Onay ilk bölümdeki kadansta gösterdiği enerjik icrada, coşkuyla ...devam

Onay ilk bölümdeki kadansta gösterdiği enerjik icrada, coşkuyla yorumladığı görkemli finalde olduğu gibi, güçlü ve esnek tekniğini tam manasıyla sergiledi ve harikulade bir piyanistlik ile mükemmelliğini kanıtladı.

Westfalen-Blatt, 7.10.2002, ALMANYA

Rachmaninov 3. Piyano Konçertosu

Konser sezonuna görkemli, mükemmel bir başlangıç

Rachmaninov 3. Konçertosunu 1909 yılında ABD'ye yolculuğu için ...devam

Rachmaninov 3. Konçertosunu 1909 yılında ABD'ye yolculuğu için besteledi ve ilk seslendirilişini kendisi gerçekleştirdi. Zamanın haberlerine göre, büyük bir başarı yakaladı.

Aynı şekilde Gülsin Onay da Stendal'da solo başarısı için samimi takdir topladı. Piyanist, sahip olduğu olağanüstü teknik ustalık sayesinde eserin yorumunun gerektirdiği karmaşık virtuozluğu hissettirmiyordu. Konçertodaki lirik pasajları son derece ifadeli bir yorumla biçimlendirdi; orkestra ve şefle birlikte dinleyicilere müzikal bir ziyafet sundu.

Stendaler Zeitung, 21.9.2002, ALMANYA

Resital – Kuzey Alman Filarmoni Salonu, Rostock

...parlak bir virtuozluk, sınırsız enerji ve hem zeki hem de...devam

...parlak bir virtuozluk, sınırsız enerji ve hem zeki hem de duyarlı bir yorum gücü ile donatılmış olağandışı bir piyanist. Sanatçı, vatandaşı ve ilk hocası A.Adnan Saygun'dan bir Sonatin ile başladı. Bunun ardından gelen Schumann'ın ABEGG Varyasyonlarını Onay, eserin içerdiği gizli fanteziyi yoğunlukla hissettirerek yorumladı. Son olarak Chopin'in Andante Spianato et Grande Polonaise'ini çaldı. Bu virtuozite gerektiren görkemli eserin içinde saklı olan şefkati ve kırılganlığı sanki gizlice dinlemişçesine ortaya çıkarması gerçekten şaşırtıcıydı; sadece bir balonun heyecanlı ve gürültülü atmosferini sahnelemekle yetinmedi, ona ihtişamının yanı sıra büyüklük de kattı.

Norddeutsche Neueste Nachtrichten 20.2.2002, ALMANYA

Çaykovski 1. Piyano Konçertosu

Gülsin Onay / Schleswig-Holstein Senfoni Orkestrası - Per Borin

Gülsin Onay ve Per Borin, Çaykovski'nin çok sık seslendirilmiş ve ...devam

Gülsin Onay ve Per Borin, Çaykovski'nin çok sık seslendirilmiş ve başka ellerde belki de bıkkınlık yaratacak 1. Piyano Konçertosuna yepyeni bir tazelik getirdiler. Şef ve solist virtuozluğun ötesine geçerek eseri orkestra ve piyano arasında büyülü bir söyleşiye dönüştürdüler. Gülsin Onay çok kısa süre önceden haber alarak rahatsızlanan Peter Jablonski'nin yerine geçti. Buna rağmen festivalde piyano partisinin teknik zorluklarını zahmetsizce aştı. Orkestranın ideal eşliğinde müziğin ileri doğru akışını asla gözden kaçırmadan, cümlelere en küçük detayına kadar hoş bir biçimde şahsiyet kazandırarak hayat verdi... olağanüstü müzikal bir performans.

CH, Flensburg Avis 19.1.2001, ALMANYA

Çaykovski 1. Piyano Konçertosu

Gülsin Onay / Schleswig-Holstein Senfoni Orkestrası - Per Borin

Türk piyanist Gülsin Onay bu sevilen eserde sadece 24 saatlik ...devam

Türk piyanist Gülsin Onay bu sevilen eserde sadece 24 saatlik bildirimle Peter Jablonski'nin yerini almıştı ve her bir nüansına duyarlı bir orkestra eşliğinde tükenmek bilmez bir tuşe çeşitliliği ile hepimizi büyüledi. Solist, birinci bölümde coşkulu bir stil ile harika bir kadansın zirveye ulaştırdığı içten bir liriklik arasında mükemmel denge kurdu. Ve son derece manevi andantino'nun ardından final, tüm ateşliliği ve renkli ihtişamıyla tınlayarak eseri etkileyici bir zirveye taşıdı.

Flensburger Tageblatt 18.1.2001, ALMANYA

Mozart Mi bemol Piyano Konçertosu (KV271) “Jeunehomme

Gülsin Onay / Hamburg Devlet Filarmoni Orkestrası - Ingo Metzmacher

Halen İngiltere'de yaşayan Türk piyanist Gülsin Onay, Mozart'ın ...devam

Halen İngiltere'de yaşayan Türk piyanist Gülsin Onay, Mozart'ın erken döneminin en hoş eserlerinden biri olan Mi bemol Piyano Konçertosunda KV271 (Jeunehomme) parıldıyordu. Esnek, harikulade hafif tuşesiyle müziğin gelişmesine imkan verdi; minör tondaki karanlık, armonik açıdan zengin orta bölüm özellikle ifadeliydi.

Harburger Anzeigen und Nachtrichten 11.1999, ALMANYA

Mozart Mi bemol Piyano Konçertosu (KV271) “Jeunehomme

Gülsin Onay / Hamburg Devlet Filarmoni Orkestrası - Ingo Metzmacher

Akşamın en ilgi çekici kısmı Mozart'tan iki eserdi. Türk-Alman ...devam

Akşamın en ilgi çekici kısmı Mozart'tan iki eserdi. Türk-Alman piyanist Gülsin Onay, Mi bemol Piyano Konçertosu KV271 için enfes bir yorum tercihi sundu. Solist ve orkestra, karanlık andantino'nun yanı sıra finalin saf olduğu kadar karmaşık ağır orta bölümünü de son derece ifadeli icra ettiler.

Harburger Rundschau im Hamburger Abendblatt 24.11.1999, ALMANYA

Rachmaninov 3. Piyano Konçertosu

Gülsin Onay / Hagener Filarmoni Orkestrası – Gerhard Markson

Kayıp duygunun hasretle aranışı

Gülsin Onay Rachmaninov'u bir şahesere dönüştürüyor

Muazzam teknik zorluğu nedeniyle bir zamanlar “Fil Konçertosu...devam

Muazzam teknik zorluğu nedeniyle bir zamanlar “Fil Konçertosu” olarak adlandırılan Rachmaninov'un 3. Piyano Konçertosu büyük piyanist Gülsin Onay ile en emin ellerdeydi. Hagen'deki 5. senfonik konserde, Sanatçı hem duyarlı hem de göz alıcı bir yorumla bu ağır külçeden bir şaheser yarattı.

... Gülsin Onay bu piyano canavarı için gerekli olan virtuoz “pençesi”ne sahip ve hepsinin ötesinde bu eseri tanımlayan hüzünlü, acı ve melankolik anları çok güzel hissediyor. Piyanoya adeta şarkı söyletti ve re minör konçerto ansızın kayıp duygu için kederli ve hasret dolu bir arayışa dönüştü.

Monika Witler, Westfalenpost, 6.5.1999, ALMANYA

Chopin 1. Piyano Konçertosu

Gülsin Onay / Göttingen Senfoni Orkestrası – Othmar Maga

Göttingen Senfoni Orkestrası: Gülsin Onay'dan harika bir icra

Şampanya kadar köpüklü

Dinleyiciler o kadar coşkuluydular ve o kadar alkışladılar ki ...devam

Dinleyiciler o kadar coşkuluydular ve o kadar alkışladılar ki aradan önce iki bis almayı başardılar. Az önce Türk virtuoz Gülsin Onay'dan Chopin'in 1. Piyano Konçertosunun gerçekten nadiren karşılaşılacak harika bir yorumuna tanık olmuştuk. Piyanist sadece olağanüstü teknik ustalığı ile değil, müzikal zekâ ve anlayışın sık rastlanmayan bir bileşimi ile de dinleyiciyi fethediyor. İhtişam, olağanüstü cümleleme, müzikal enerji ve zekâ mükemmel biçimde dengelenmişti.

Göttinger Tagblatt 27.3.1999, ALMANYA

Resital – Bielefeld

Sihirli Piyano Çalış

Şehrin oda müziği konserleri vesilesiyle Türk piyanist Gülsin ...devam

Şehrin oda müziği konserleri vesilesiyle Türk piyanist Gülsin Onay'da duyarlı bir müzisyenle tanıştık. Sadece ilk anda göz alıcı görünüşü ve çekiciliğiyle değil ama piyanodan sihirli seslerin yanı sıra volkanik patlamalar da çıkartan tamamen hakim icrası ile de etkiledi. Üstelik bütün bunlar bugüne kadar duyulmamış bir zevk ve kusursuz bir akustik kontrol altında gerçekleşti.

Schubert'in sonatları arasında öne çıkanlar Eylül 1828'de yazılıp ölümünden sonra basılan son üçüdür. D958 do minör Sonat, tematik dizgisi ve armonik-kromatik yapısıyla 19. yüzyılda çok ilerilere işaret eder. Gülsin Onay ilk bölüme ağırlık vererek çalıyor: son derece renkli tuşesiyle Beethoven'ın do minör Varyasyonları ve “Pathetique” Sonatına bilinçli olarak gönderme yaparak ve dramı açığa vurarak. Adagio olan bölümü ilahi benzeri huzurlu bir atmosfere götürüyor; temaların hafif zıtlığıyla ama uzatmadan tam bir şarkı gibi biçimlendiriyor. Piyanist özellikle menuet ve trio'nun Viyanalı karakterini parlak bir biçimde gözler önüne sererek finaldeki karanlıkla çevrelenmiş ve son derece karmaşık tarantella bölümün, değişken armonik yapısıyla nefes kesen ve şaşırtıcı bir ses panoraması halinde parlamasını sağlıyor.

Beethoven'ın opus 27/2 do diyez minör Sonatının birinci bölümünde, Gülsin Onay eserin içindeki gizli melankoliyi yakalıyor. Orta bölümü finale giriş olarak neredeyse naif bir zarafetle çalıyor ve finalde üçlüleri şelale gibi çağlatırken ses bloklarını serbest bırakırcasına şiddetli ve ihtiraslı ama aşırı duyarlılığa kaçmayan patlamaları üzerimize salıyor. Bu en ince hesaplamalarla ve tam bir teknik emniyetle sunuluyor ve her bir ölçüsü ile tatmin ediyor.

Ahmed Adnan Saygun... Gülsin Onay'dan daha iyi bir yorumcu düşünülemez: Eserin üslupsal fikirlerini sunmanın yanı sıra yoğun akorları, ritmik oyunlarıyla “şeytani” piyano partisini yorumlayışı heyecan vericiydi. Her ne kadar zahmetsizce çalıyor gibi görünse de hiçbir çabadan kaçınmadı.

Chopin'in Variations Brillantes... Gülsin Onay bu eseri inci gibi parmaklarının bütün zarafetiyle ele aldı.

Piyanistin muhteşem tuşesinin bir kez daha gözler önüne serildiği keyif verici, duygulu op. 48/2 fa diyez minör Noktürn'ün ardından, sanatçı büyüleyici resitalini Chopin'in op.53 La bemol Majör Polonez'iyle muzaffer bir biçimde bitirdi. Tam bir disiplin içinde değişken mizaçlı patlamalarda piyanodan hayal edebileceğiniz her türlü sesi çıkarttı. Çalgının tüm ses olanakları ile eşsiz bir yapı ve işlev oluşturdu. İbret vericiydi!

Dinleyiciler coşmuştu. Gülsin Onay onlara Mozart'ın Türk Marşı ile teşekkür etti.

Wolfgang Drees, 24.3.1998, ALMANYA

Resital – Newport Festivali

Türk piyanist göz kamaştırdı

Newport Müzik Festivalinde yetenekli ancak asık yüzlü pek çok ...devam

Newport Müzik Festivalinde yetenekli ancak asık yüzlü pek çok piyanistten sonra nihayet gülümseyen biri geldi – büyüleyici Türk piyanist Gülsin Onay. Onay festivaldeki ilk çıkışını Pazar akşamı yaptı ve kendinden emin tavrıyla The Breakers'i aydınlattı.

Newport'a ayak basan en iyi piyanistlerden biri olduğunu da söylemiş miydim? Üstelik festivalin yıllar içinde pek çok harika yeteneği çektiğini göz önünde bulundurursak bu hiç de azımsanacak bir durum değil.

Yanımda oturan beyefendi birkaç yıl önce televizyon için dünyanın büyük piyanistleri hakkında bir televizyon serisi hazırlamıştı ancak Onay'a hazırlıklı değildi. Şaşkınlıkla, “Hepsini gördüm,” dedi “ama böylesini ömrümde görmedim.

Minyon piyanist heyecan verici bir icracı; eserlere de sahneye çıktığı gibi enerjik biçimde başladı. Mendelssohn'un Ciddi Varyasyonlarının veya Beethoven'ın do minör Varyasyonlarının bu kadar alevli bir süratte alındığına hiç şahit olmamıştım.

Ancak Onay'ın çalışı o kadar doğal ve o kadar yerli yerinde ki insana gösteriş yapıyor gibi gelmiyor...

Channing Gray, Providence Journal-Bulletin, 16.7.1996, ABD

Şostakoviç Piyano, Trompet ve Yaylılar için Konçerto No.1, Do Majör

Gülsin Onay / City of London Sinfonia – Andrew Watkinson

Heyecan verici, vahşi Şostakoviç

Rus bestecinin eserinin ardından alkışlar en yüksek perdeden ...devam

Rus bestecinin eserinin ardından alkışlar en yüksek perdeden dökülüyordu.

Şostakoviç'in piyano, trompet ve yaylı çalgılar orkestrası için konçertosu gerçekten de çağdaş müziğin en heyecan verici yaratılarından biridir. Avangart öğelerle bezeli eserde, saydam bir dekorda ve tam bir tematik tutarlılıkta hülyalı lirik pasajları en çılgınından patlamalar takip eder.

Bu oldukça zıt ifade gereklilikleri Türk solist Gülsin Onay tarafından tam bir hakimiyetle icra edildi. Bir yandan piyanosuna yumuşak tuşesiyle duyarlı bir biçimde şarkı söyletirken diğer yandan klavyenin bir ucundan diğerine giden sürükleyici pasajlarda ve açılı akor ilerleyişlerinde güvenli bir virtuoziteyle gürledi.

Andrew Watkinson'in önderliğindeki orkestra sanatçıyla tam bir uyum içindeydi.

Hans Burkardt, Westdeutsche Allgemeine Zeitung, 23.4.1996, ALMANYA

Beethoven 4. Piyano Konçertosu

Gülsin Onay / Cannes Senfoni Orkestrası – Erich Bergel

Genç piyanist Gülsin Onay'ın bize sunduğu insanoğluyla mutlulukla ...devam

Genç piyanist Gülsin Onay'ın bize sunduğu insanoğluyla mutlulukla uyum içinde bir Beethoven'dı. Piyanist ile konuk şef arasında da duyarlık ve duygu olarak mükemmel bir armoni vardı.

Zayıf olmaksızın esnek ve hafif tuşesi romantizmin şafağında kişisel şairane bir atmosfer yarattı. Metnin sadık, taze, iyi dengelenmiş, belagatli ve piyanonun yumuşaklığının da sayesinde görkemli pasajlarda olduğu kadar yumuşak pasajlarda ve nüanslarda da eşit derecede makul bir sunumu. Bu güzel yorum iki bisi hak etti: olumlu enerjiyle dolu bir Bach-Busoni ve zengin renklerle bezenmiş bir Kodaly.

Aurore Busser, Nice-Matin, 30.3.1993, FRANSA

Saint-Saens 2. Piyano Konçertosu

Gülsin Onay / Lubbock Senfoni Orkestrası – Gürer Aykal

Cuma günü konser salonundan iki uzun gürleme duyuldu. Birincisi ...devam

Cuma günü konser salonundan iki uzun gürleme duyuldu. Birincisi Saint-Saens'ın sol minör 2. Piyano Konçertosunun Türk Devlet Sanatçısı Gülsin Onay tarafından nefes kesici icrasını ifade ediyordu. İkinci gürleme ise birden kopan ve eğer ara verilmese gece boyunca devam edebilecek alkış tufanıydı.

Çok güzel bir kırmızı elbiseyle sahneye çıkan Gülsin Onay, piyano taburesine oturur oturmaz klavye ile etkili ve ateşli bir bağ kurdu. Teatral hareketler en azda tutulmuştu ve kuvvetle oyunculuğun dengelendiği inanılmaz bir tempoda çalarken Onay'ın konsantrasyonu başlı başına heyecan vericiydi.

Eseri bitirdiğinde yorgun görünüyordu ve kopan alkıştan dolayı da biraz şaşırdı. Dinleyiciler oturmayı reddederek onu tekrar çalmaya ikna edene kadar dört kez sahneye geri çağırdılar. Rachmaninov seslendirdiği bis parçası yine ayakta alkışlarla son buldu ve iki selamdan sonra yine piyanoda bu kez Mozart'tan canlı bir parça seslendiriyordu.

William Kerns, Lubbock Avalanche-Journal, 26.10.1991, ABD

Resital – Klavins-Klavier

Heyecan uyandıran ses hareketleri

Piyanist Gülsin Onay Klavins-Piyano'da

Klavins Piyano Salonunda pek çok harikulade piyanist dinlemiştik; ...devam

Klavins Piyano Salonunda pek çok harikulade piyanist dinlemiştik; ama Türk piyanist Gülsin Onay'ın geçtiğimiz günlerdeki konseri icraya burada daha önce hiç duyulmamış ve oldukça beklenmedik yeni boyutlar ve nitelikler getirdi.

... Ravel'in Gaspard de la Nuit'inin sansasyonel bir yorumu... bestecinin kesinlikle bu fevkalade figürler için aklında olan sade bir ifade gücü ile donatılmış heyecan uyandıran ses hareketleri.

Bach'ta bile (Partita si bemol minör) Gülsin Onay yeni ses boyutları çıkarmayı başardı ve tarihi sadakate tamamıyla bağlı olmayan herkes onun çalgının muazzam ses gürlüğünü fantezi dolu bir biçimde kullanışını beğenmek durumundaydı. Bu bağlamda değerlendirildiğinde Cesar Franck'ın Bach için duyduğu coşkunun da farklı ve haklı bir perspektife oturması dikkate değerdir (Prelüd, Koral ve Füg). Piyanist onun yoğun ve sıkı piyano üslubunu serbestçe yapılandırarak tezhip etti ve aynı zamanda çan seslerini andıran bas akorlarını vurgulayarak org benzeri karakterini ortaya çıkardı.

Bunların hepsi olağanüstü Ravel yorumuna bir ön hazırlıktı sadece ve onun arkasından da Debussy'den iki eserin aynı derecede mükemmel sunumu geldi. Dans, sürekli değişen metronomuyla, Gülsin Onay'a özellikle yakın gelmiş olabilir: Türk folklorunda bu ‘eşit olmayan' ritimlerden çokça vardır ve Bartok ve Saygun gibi besteciler tarafından sıklıkla kullanılmıştır. Hassasiyetle sunulan Jeux d'Eau'dan sonra bu yorumuyla hafızalardan uzun süre silinmeyecek Ravel'in şaheseri geldi. Salonu dolduran dinleyicilerden bir alkış tufanı koptu.

Gunter Duvenbeck, General-Anzeiger Bonn, 1.11.1990, ALMANYA

Mozartfest Würzburg

Mozart Piyano Konçertosu No.12 La Majör, KV 414

Gülsin Onay / Sinfonia Varsovia – Emmanuel Krivine

Akşamın zirvesi Türk solist Gülsin Onay ile piyano ...devam

Akşamın zirvesi Türk solist Gülsin Onay ile piyano konçertosuydu. İlk bölüm Allegro'dan itibaren güvenilir tempo duygusunu ve net yapısal anlayışını ispatladı. İnci gibi dizilmiş kusursuz hızlı pasajları hiç de ezici değildi ve eserin tümüyle bütünleşikti. Andante'de solist ile orkestranın ahengi için idealdi denebilir. Gülsin Onay asla yanılmayan uygun dengeli tempo duygusuyla ve iyi düşünülmüş cümlelemeleriyle melodiye şarkı söyletti. Piyanodan çıkardığı ses içten ve hayat doluydu.

Partisini en küçük süslemelere kadar titizlikle şekillendirdi. Final Allegretto'daki yorumu hafif ve hoş bir tuşe ile başlayıp değişken mizaçlı diri patlamalara doğru gitti. Coşkun alkışlar harikulade karakterize edilmiş eşsiz bir Mozart için orkestraya ve piyaniste teşekkür ediyordu. Piyanistin bis olarak Rondo alla Turca'yı çalması çok yerindeydi.

Main Post Zeitung für Unterfranken, 26.6.1990, GERMANY

Olağanüstü... Transandantal virtuozluk, kişisel cazibe. Duyarlı ve derinlik taşıyan bir tuşe.

Tagesspeigel Berlin, ALMANYA


Her bakımdan fevkalade bir sanatçı. İfade zenginliğinde bu kadar ustalığa çok az rastlanır.

New Spot, Brüksel, BELÇİKA


Resital - Newport Festivali

Newport'a ayak basmış en iyi piyanistlerden biri

...Onay'ın Beethoven'ın son sonatı Opus 111'i yorumu Schnabel ile boy ölçüşürdü.

Providence Journal-Bulletin, Rhode Island, ABD


Çaykovski 1. Piyano Konçertosu

Gülsin Onay / Singapur Senfoni Orkestrası

Çaykovski'nin 1. Piyano Konçertosunun çok güçlü bir yorumu... ...devam

Çaykovski'nin 1. Piyano Konçertosunun çok güçlü bir yorumu... Gürleyen oktavları ve usta parmak hareketleri muazzam teknik gereklilikleri karşılarken, Sanatçı notaların ötesine geçerek canlı, sıcakkanlı ve tutkulu bir yorum sundu.

Business Times, SİNGAPUR

Şostakoviç Piyano, Trompet ve Yaylılar için Konçerto No.1, Do Majör

Gülsin Onay / City of London Sinfonia – Andrew Watkinson

Şostakoviç'in Piyano, Trompet ve Yaylılar için Konçertosunun ...devam

Şostakoviç'in Piyano, Trompet ve Yaylılar için Konçertosunun kuvvetli bir kavrama ve teknik üstünlük ile uyum içinde, heyecan verici derecede ifadeli bir yorumu.

NU Ulm, ALMANYA

Saygun 1. Piyano Konçertosu

Gülsin Onay / Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası – Hikmet Şimşek

... Cumartesi günkü olağanüstü başarılı yorumda kompozisyonun bütün ...devam

... Cumartesi günkü olağanüstü başarılı yorumda kompozisyonun bütün özellikleri çıktı ortaya, piyano ve orkestra ideal bir biçimde kaynaştı, birlikte nefes alıp verdi. Ben Gülsin Onay'ın kusursuz tekniğine, bütün hatların ortaya çıktığı plastik ve müzikal çalışına, pek az piyanistte rastladığımız çarpıcı “zamanlama”sına hayran kaldım. Hele ikinci bölümde öyle etkili bir atmosfer yarattı ki genç sanatçı, bütün müzikseverler büyülendi adeta.

Faruk Güvenç, TÜRKİYE